Kayıtlar

CHP etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

BİR ÇOK ÖNEMLİ ÜST DÜZEY GÖREV ALAN ÇALIŞKAN DEVLET ADAMI ''CEVDET YILMAZ'' İLE GÜNDEME İLİŞKİN KONUŞTUK...

Ankara'dayım... Geçtiğimiz aylarda memleketim Bingöl ziyaretimde devrim niteliğindeki güzel değişimleri; 4 şeritli yollar, haserek kayak pisti, Bingöl üniversitesi, turistlere yönelik festivaller ve termal tesisleri... Bu muhteşem değişim beni çok mutlu etti adeta gözümü kamaştırdı. Bu mutluluğumu ziyaretim evresinde Sn. Bakan beyi telefonla  arayarak yapılan bu devrim niteliğindeki güzellikler için tebrik etmiştim.  Hem ülkesine, hem de vekili olduğu memlekete verimli, üretken ve çalışkan, yorulmak nedir bilmeyen isim Cevdet Yılmaz... 23 ve 24. dönemlerde Bingöl, 25. dönemde Diyarbakır ve 26. dönemde tekrar Bingöl milletvekili seçilen, 60. Hükümette Devlet Bakanı, 61. ve 62. Hükümetlerde Kalkınma Bakanı olarak görevlendirildi. 63. Hükümet'te Başbakan Yardımcılığı görevini üstlenen Yılmaz, 64. Hükümet'te tekrar Kalkınma Bakanı olarak görev yaptı. Şu anda TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı olarak görev yapan Sn. CEVDET YILMAZ ile  TBMM'deki makamında görüştük.  Tüm dün

KONU TESETTÜRLÜ OLMASI MI?...

Yardım isteyen kadının bu şekilde anlatılması bir kadın olarak beni çok rahatsız etti! Açıkçası kadının tesettürlü ya da açık olması benim açımdan hiç önemli değil! Beni rahatsız eden konu farklı; Ne çirkin bir tabirdi!... “Bir açılış yapıyoruz Bolu’da, acelem de var. Bir tesettürlü bayan geldi; ‘Tanju Bey bir konu var, konuşabilir miyiz?’ dedi. Ben de ‘Hemen Ankara’ya dönmem lazım, özel değilse burada konuşabilir misiniz?’ dedim. ‘Sıkıntı yok’ dedi. ‘Benim bebeğim yok. Bana yardımcı olur musunuz?’ dedi. ‘Hanımefendi ben size nasıl yardımcı olabilirim?’ dedim. Meğer kadın tüp bebek tedavisi olmak istiyormuş. Tabii ki konuya böyle girince çevredekiler gülüyor.” Bu nasıl basit bir bakış ve üsluptur?! Siz kim oluyorsunuz! Ve hangi hakla bir kadının meramı ile ilgili böylesi imalı imalı bir tebessümle komik bir anıymış gibi anlatacak kadar çirkinleşebiliyorsunuz?... Elinizdeki belediye başkanlığı gücüyle mi?! Bir kadın gelip, sizden yardım istemiş. Bu kadın bebeği olmayan biriymiş. Pardon

MUHARREM AYI VE AŞURA

Muharrem ayının son günü, Kartal Cemevi Vakfı'nda dualar eşliğinde oruç açma programı gerçekleşti. 9 Ağustos'ta başlayan programı takip eden Kartal Gazeteciler Derneği Başkanı Selim Akdoğan, gazeteci dostlarla muharrem ayının son günü oruç açma ve ertesi gün gerçekleşen Aşure  dağıtım programına katıldım.  Katılım oldukça yoğundu 'Dede'nin sohbeti dinlenildi, katılımcılar konuşmalarını yaptı ve iftar saati oruçlar açıldı.  Allah'ım tutulan tüm oruçları kabul etsin inşallah. Cemevinin yoğun günleri ve her kesimden gelen konukları ağırlayan, odasının, gönlünün  herkese açık olduğunu gördüğüm Sn. Kartal Cemevi Vakfı Başkanı Selami Sarıtaş ve Cemevi Vakfı Genel Sekreteri Hatice Sarıbal' ı ziyaret ederek sohbet etme imkanı buldum. Cemevinde 'Muharrem Ayı'' yoğunluğunu anladım peki... ''Kurs kayıtlarımız başlamıştır." afişini gördüm, 'nasıl yani?!' dedim?... Başkan bey tebessümle "Çocuklarımıza, gençlerimizle birlikte geçmişte

“CHP’DE EN İYİ SOLCU YARIŞI”

CHP'de neler oluyor?!... Yazılarımda zaman zaman aktarmaya çalışıyorum; Ülkemizin ve milletimizin yararına olacak her ne proje varsa o hayata geçirilmeli elbette...  CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bu söylemi aklımdan çıkmıyor! "Sakın ola yanılıp Kanal İstanbul için Türkiye'ye yatırıma gelmeyin! Vallahi de billahi de paranızı ödemem!!" Bu tehditvari söylem Türkiye'nin gelişmesine katkı vereceklere! Amaç çok net: Türkiye'ye  yatırım yapmak isteyen yabancı yatırımcıyı ürkütmek! Yatırımcının, sermayenin önünü kesip, millete yarayacak yatırımların önünü tıkamak! İstihdam, daha fazla refah ve atılımları engellemekten başka bir şey değil oysa ki... Ne üzücü! “Türkiye’de solcu solcuyu beğenmez” Zülfü Livaneli sol siyaset ve fikir dünyasında gözardı edilemeyecek önemli isimlerden biridir... CHP'li Zülfü Livaneli Gazeteduvar isimli internet sitesine verdiği röportajında dikkat çekici konulara dikkat çekiyor. İnönü, Ecevit, Erdal İnönü ve öyle ki, Baykal hakk

“MUHALEFETİN BU HAFTAKİ YANLIŞLARI'' VE SAADET PARTİSİ'NİN YANLIŞI...

Saadet Partisi İstanbul Teşkilatında en dikkat çekici atama ise kuşkusuz partinin yeni "Kadın Kolları Sorumlusu" Hakan Tevfik Erdağ. Pardon! Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu başta olmak üzere parti bünyesinde ayrım yapmadan herkese sormak istiyorum; "Partide hiç mi kadın yoktu?!" Elbette var... Ama belli ki Saadet yönetimi kadınların başına bir erkek sorumlu atamanın uygun olacağını düşünmüş! Peki neden?!... Saadet partisi'nde  görevli birçok gönüllü kadın arasından belli ki bu işi layıkıyla yapacağına kanaat getirdiğiniz kimse yoktu.  O vakit diyecek söz de yok! Saadet partisi'nin il yönetimi, yeni listesiyle parti içinde 'Kadını yok saydığını' resmi bir şekilde de beyan etti. Gördük ve siz okurlarımıza ilettik. Vahim tablo ortada...  Yalnız siyasette mi bilemedim?... ''Kadını yok sayan'' ayrımcı zihniyetteki bu partiye oy veren ve hala parti bünyesinde gönüllü olarak çalışan kadınlar bir kere daha düşünmeli!... Kadın

AMİRALLERİN BİLDİRİSİ ERDOĞAN'A BİR TEHDİT Mİ ?

4 Nisan gece yarısı geçmişteki muhtırayı hatırlatırcasına tam 104 emekli amiral, yetkileri ve hadleri olmadığı halde muhtıra niteliğinde bildiri yayınlayarak millet iradesine ayar vermeye kalkıştı! 15 Temmuz gecesi köprü üstünde olanlardan biriyim.... “Abartma, nasıl darbe yapacaklar?!” diyebilirsiniz, abartıyor da olabilirim ama 15 Temmuz öncesi de “Nasıl darbe yapsınlar?” denmiyor muydu? O geceyi unutmak imkansız! Sabaha kadar sokaklarda yaşananlara bizzat şahit olanlardanım... "Aksi halde..." diye başlayan cümlelerle hükümeti darbeyle, iç savaş ve bölünmeyle tehdit edebiliyorlar! Hele hele hükümete, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a " Beka " uyarısı yapacak en son kişi bu emekli askerler olabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan hem içeride hem de dışarıda devletimizin güçlü bir duruşun zemini hazırlamayı başaran bir liderdir. ABD güdümlü FETÖ ve PKK 'nın Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getirdiği bir sır değil herhalde! Devlet dışarıdan ve içeriden kuşatıld

DANIŞTAYIN ''ANDIMIZ'' KARARI... NEDEN ŞİMDİ!?

“Türk'üm, doğruyum, çalışkanım...”  İlkokul 1. sınıftan itibaren bağıra çağıra andımızı okudum, üstelik kürt bir ailenin çocuğu olmama rağmen hiç de kimlik karmaşası yaşamadım. Ailem çok uzun zaman önce İstanbul'a geldiği için türkçe bilmemek, öğrenememek gibi bir şey söz konusu dahi olmadı. İlkokul sürecinde, her ilkokul çocuğu annesinden ayrıldığında ''Ürkek civciv'' gibidir, her birimiz tecrübe ile sabitlemişizdir...  Unutamıyorum, bir türlü hafızamdan silemiyorum sınıfımızdaki ''Kürt Hasan'ı!...''  Okula anne babası ile gelmişti. Annesinin bacağına sıkıca sarılmış, bırakmıyordu. Öğretmenimiz başını okşayarak, annesi de kulağına kürtçe cümleler  fısıldayarak hasan zor da olsa sakinleştirildi. Bu süreci hepimiz yaşadık ama o hepimizden daha çok zorlandı. Çünkü, tek kelime türkçe bilmiyordu, gözlerinde iletişim kuramayacak olmanın tedirginliğini görmüştüm... Mesela 'Andımız' okunurken hiç anlamıyor, şaşkın ifade ile etrafına bakıyord

28 ŞUBAT...

Unutulmadı, unutulamayacak da asla! Nasıl unutulsun ki o korkunç süreç! Kadınların başörtüsü olduğu için okullara sokulmadığı, dini vecibelerini yerine getirmek isteyen insanların adeta kamusal alandan silindiği, varolan toplumsal düzeni korku ve tehlike mantığına endeksleyen kararların bir bir kâğıda döküldüğü günün adıdır 28 Şubat... Türkiye tarihine “Post Modern Darbe" olarak geçen ve toplum ile siyaset üzerinde derin postal izleri bırakan 28 Şubat'ı geride bırakalı 24 yıl oldu. Hakkında duruşmaları devam eden davalar açıldı. Televizyoncu olmanın iyi yanı önemli tüm anları canlı yayınlayıp şahitlik yapmak, kötü yanı ise elinden bir şey gelmeyen herkes gibi olaylara seyirci kalmak. 28 Şubat, 1997'de Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller hükümetinin silahlı kuvvetler tarafından istifaya zorlanmasıyla yaşandı. 27 Mart, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinin aksine, askerler 28 Şubat'ta yönetime bizzat el koymadı. Bunun yerine medya üzerinden bir savaş verildi. Askerlerin hüküme

PKK'NIN SİVİL KATLİAMI

Terör örgütü sivilleri şehit etti. Alçakça, kalleşçe, haince şehit edilen sivillerimize Allah'tan Rahmet, ailelerine sabırlar dilerim.  Yine sivillerin kurban gittiği bir terör katliamı! Yine fail gün gibi ortada.  13 silahsız insanımızı PKK denilen örgüt katletti. Karnında kurşun deliği olan savunmasız, kundakta bebek katletti,  Doğuda eğitim veren öğretmeni katletti, kendi köyünün adamını katletti, İzne giden askerleri katletti, İşçi katletti, bombayla vatandaş bile katletti. Ve son olarak PKK, elinde tuttuğu 13 sivil vatandaşımızı katlederek, yeni bir vahşete imza attı! Terör nereden gelirse gelsin, saldırı hangi amaçla yapılırsa yapılsın,  eylem kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin artık DUR demenin vakti gelmedi mi? Sözün bittiği yerdeyiz... Artık icraat zamanı; Hem devletimizden, hem de muhalefetten... Bir KÜRT birey olarak bu yaşanan kahredici olaydan üzüntü duyuyorum, vicdanım sızlıyor. Kim bilir kimlerin evine ateş düştü, ocakları söndü?  İyi de neden? Sırf

İNCE'DEN SERT İSTİFA!... CHP ''TABELA PARTİSİ''

Beklenen oldu... Muharrem İnce 40 yılı aşkın süre çeşitli kademelerinde siyaset yaptığı ve 2018 seçimlerinde kendisini cumhurbaşkanı adayı olarak gösteren CHP’den istifa etti. Yeni parti kuracak.  İnce'nin istifa konuşmasındaki alıntıyla başlamak istiyorum yazıma; “Potansiyeline güvenmeyip dostlarına bel bağlayan tek ana muhalefet CHP’dir. CHP artık bir tabeladan ibaret, benim hedefim 50+1”  Bu sözlerden de anlaşıldığı üzere Muharrem İnce CHP’de mutsuzdu ve sürpriz değildi bu istifa... Cumhurbaşkanlığı adaylığı sonrası yaşanan süreç nedeniyle siyasi kariyerinde arzuladığı yolu alamadı. Genel başkan adaylığı için yaptığı çıkışlar, açıklamalar, polemikler nedeniyle hem CHP Genel Merkezi ile hem de CHP tabanı ile gerginlikler yaşadı ve soğudu. CHP'nin geçen yıl Temmuz ayında yapılan 37. Olağan Kurultayı'ndan sonra Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve parti yönetimine sert eleştirilerde bulunarak, parti içinde "Memleket Hareketi" adıyla muhalif oluşum başlatıp illeri ge

SİYASET 2021 YILINA HAREKETLİ BAŞLADI

2021’in en çok konuşulacak olan konularından biri seçimlerin ne zaman yapılacağı, diğeri ise, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi... Muhalefet partilerinin bazıları, “Sistem yürümüyor, güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem getirilmeli” görüşünü savunuyor. Cumhur ittifakından ise, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden dönüş yok” yanıtı veriliyor.  DİKKAT ÇEKEN OĞUZHAN ASİLTÜRK ZİYARETİ VE SONRASI... Daha önceki yazımda da bu ziyaretin önemini vurgulamıştım, şimdi de kulis ayrıntılarını iletmek isterim... Tüm bu tartışmaların ortasında ise yıla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok kritik bir manevra ile çok dikkat çeken bir eylemde bulundu... Oğuzhan Asiltürk’ü de evinde ziyaret etti. Asiltürk de Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı forsunu bir kenara bırakarak geldiğini, ağabey-kardeş olarak sohbet ettiklerini söylemişti. AK Parti kulislerinde ziyarete ilişkin tespitlerimi siz değerli okuyucularıma aktarmak isterim; *Ziyaret çok

2021 DOLU DOLU GELİYOR..

Öncelikle 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günümüz Kutlu olsun... Kısıtlamanın olduğu pazar sabahı gazeteci olarak biraz ortalığın atmosferine bakma adına gezindim. Evet yoğun kalabalıklardan kaçan, sakinliği tercih eden biri olarak itiraf ediyorum ki, bu kadar sessizlik sinir bozucu. Her yerin kapalı oluşu sebebiyle sanki şehir derin bir uykuda... Bu sessiz süreç çok uzadı artık, eski coşkusuna tez vakit kavuşmalı. Geçtiğimiz günlerde kartal'da bir caddede gezinirken kapalı dükkanların o durumu beni çok üzdü. Biliyorum zorunluluktan sebep kısıtlamalar var, aksi halde covid illeti sebebiyle ölümler her geçen gün artıyor.  Bu yaşananların suçlusu elbette bizleriz... Evet evet bizler! Neden mi? Çünkü, hepimiz çok iyi biliyoruz ki; bir kaç kendini bilmez maske takmadı, sosyal mesafeyi önemsemedi ve temizliğe dikkat etmedi. Tabiri caizse kurunun yanında yaşta yandı; o sebepledir ki üzücü günleri yaşıyor ve yaşatıyoruz. Tez vakit, o cıvıl cıvıl esnafın yüzünün güldüğü, özgürce eşimizle dostu

“CHP'NİN BAŞÖRTÜ SORUNU''

Bu bir ilk... 4 gün-4 gece pazartesi sabahına kadar doya doya kutladığımız 2021’den başka hiçbir yıla böyle muhteşem bir karşılama nasip olmamıştı. Hayırlı, uğurlu olsun. Yıl olmuş 2021 birileri hala Türkiye'nin sinir uçlarıyla oynamakta ısrar ediyor. Ayrımcı bakışla, inançlı insanların hassasiyetiyle oynayarak değişmeyen zihniyetlerin sözlerine bir kez daha şahit olduk. Hatırlatmak isterim... Yakın tarihin en fazla kınanan dönemi "28 Şubat" değil miydi? Ne çabuk unuttunuz?! Nedir bu İslam düşmanlığı?... Yine dini etnik kelimeler seçilerek yavaş yavaş inançlı insanları ötekileştirme çabası içindesiniz. Başaramayacaksınız! Neymiş efendim, bir gazetenin başlığı  "2020'nin torbasından felaket ve gözyaşı çıktı...'' Temmuz ayı kutusuna,  'Ayasofya'nın cami olmasını'  koyması dehşet verici... Asıl utanç verici felaket ise, sizin o başlığın altına koyduğunuz ülke tarihinin 86 yıl sonra yeniden ibadete açılan  Ayasofya'nın 2020 yılının felaketi ol

“KONJONKTÜR PARTİSİ CHP”

Günün şartlarına göre tavır değiştiren CHP'yi görüyoruz... ÖZTÜRK YILMAZ NEDEN İHRAÇ EDİLDİ? Öztürk Yılmaz, bir TV programında “Ezan Türkçe okunsun” dediği için CHP’den ihraç edilmişti. CHP’den milletvekili seçilmiş, Kılıçdaroğlu’nun desteğiyle de dış ilişkilerden sorumlu genel başkan yardımcılığı görevine getirilmişti.  Öztürk Yılmaz ne demişti aktaralım; 'Ezan Türkçe okunsun kardeşim, ben anlayayım. Kur'an okunsun, anlayayım. Benim dilim her tarafta konuşulsun' dediği için ihraç edilmişti. Hem de bizzat Kemal Kılıçdaroğlu’nun verdiği talimat üzerine. Çünkü, o günlerde Kılıçdaroğlu, başörtülülerin sorunlarına ilgi gösteriyor, imam-hatip mezunlarıyla bir araya geliyor, muhafazakar kesimlere mavi boncuk dağıtıyordu. Ama aynı Kılıçdaroğlu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun Şeb-i Arus’ta Türkçe mevlit ve Türkçe Kur'an okutmasına sesini çıkarmıyor! Hatırlatmak isterim! İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, farklı bir CHP’li profil çizmişti. Milliyetçi ve muh

EKREM İMAMOĞLU DEPREMDEN DAHA RİSKLİ!

Bu başlığın sahibi Mücahit Birinci... Memleket sevdasına düşmüş, haklının yanında haksızın karşısında durmuş... Sürekli çalışan ve üreten bir bakış açısı ile geliştirmeyi bilen, 1974 yılında Rize'de dünyaya gelmiş, evli 2 kız çocuğu babası,  iyi bir ceza avukatı, televizyon  ekranlarının sevilen, sosyal medyanın etkili ismi aynı zamanda gençlerin 'Mücahit abisi' ile tanıştım.  Bağdat  caddesinde, yaklaşık 3 saat hiç durmadan sohbet ettik; sohbet ederken 'arada sorular da sormak isterim ve sesinizi kaydedebilir miyim?' dedim tebessüm etti.  3-2-1 kayıt... Kendisi hakkında merak edilen tüm soruları sordum. - Müsaadenizle İlk soruma özel hayatınızla başlamak istiyorum;  Allah bağışlasın iki kız evladınız var. Mücahit Birinci nasıl bir babadır?  Birinci: Kız çocuklarını çok seviyorum, evlatlarımla diyaloğum çok iyidir. Büyük kızım biraz büyüdüğü için şu evre kendini az sevdiriyor; küçük kızım bana çok düşkün, ben de evlatlarıma düşkünüm; evlatlarıma mutlaka zaman ayırı

MUHALEFET BÖLÜNME TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA...

Muhaliflerin sesinin çıkmadığı kurultayda CHP ’yi istediği gibi dizayn eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, siyasi hayatının en güçlü olduğu kurultayını yaptı. Oybirliğiyle genel başkan seçildi.  Ancak kurultaydaki kurgu Muharrem İnce’nin çıkışıyla kısa sürede bozuldu. Kurultaydan yüksek bir moralle çıkan Kılıçdaroğlu’nun Muharrem İnce’nin çıkışıyla morali bozulurken, CHP uzun bir aradan sonra bölünme tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. 2023 seçimleri ve cumhurbaşkanı adaylığı sorulduğunda Kılıçdaroğlu, her defasında “Daha uzun bir süre var” derdi. Ama bu kez, tartışmanın fitilini kendisi ateşledi. “Abdullah Gül’den neden bu kadar korkuyorlar?” sözüyle birlikte; hem adayının ismini hem de ''Abdullah Gül’ün aday olma ihtimali bile AK Parti’nin ödünü patlatıyor!'' düşüncesine fena inandırılmış olduğunu anlıyoruz. Oysa... Siyaset dâhisi, seçim analizcisi vs. olmaya gerek yok. Siyaseti orta ya da alt seviyede gözlemleyen herhangi bir vatandaşın bile anlayabileceği netli

AK PARTİ VE MHP KONGRELERİNİ YENİ YILA ERTELERKEN, CHP NEDEN ACELE EDİYOR?

Pandemi sürecinde kurultay... CHP’nin 37. Olağan Kurultayı’nın 25-26 Temmuz (Cumartesi-Pazar) günü, izleyicisiz olarak Bilkent Odeon’da yapılacağı açıklandı. Kurultayın ilk günü genel başkanlık, ikinci günü de 60 kişilik PM ile yüksek disiplin kurulunun seçimlerinin yapılacağı bildirildi. AK PARTİ ve MHP kongrelerini yeni yıla ertelerken, CHP neden acele ediyor? Bu sorunun cevabını henüz bilmiyoruz. “Pandemi koşullarındayız. Gençlerin sağlığı düşünülmeden hafta sonu YKS yapılacak. Toplum sağlığını değil, sadece kendini düşünen anlayışla Türkiye yol yürüyemez.” diyen CHP'li Tuncay Özkan, YKS’nin bu koşullarda yapılmasına karşı... Ertelenmesini istiyor. İyi de Sayın Tuncay Özkan! Senin partin de temmuz ayında kurultay yapıyor Demezler mi size; siz neden kurultayı ertelemiyorsunuz?! Partinizin bu yaptığı da toplum sağlığını düşünmemek değil mi?  Hatta partinizin bu yaptığı sadece kendini düşünmek değil mi?! Memleketin dört bir tarafından yüzlerce delegeyi Ankara’ya getireceksiniz.  Üs