Kayıtlar

maske etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

BAYRAMDA İSTANBUL'DA YABANCI OLMAK...

Bayramda tatile gitmeyi sevmeyenlerdenseniz bendensiniz... Çünkü, "Bayramda İstanbul gibisi yok" diyenlerdenim... Trafik yok, kalabalık yok, gürültü yok… Bayramın ilk günleri malum pandemi sebepli kontrollü şekilde önce büyüklerimizin ziyareti, üçüncü gün bayram seyran demeden covid-19 mücadele kapsamında sağlığımız için aşı merkezlerinde bizleri bekleyen sağlık çalışanlarımıza hiç sıra beklemeden hızlı bir şekilde  2. doz aşımı da yaptırdım. (Not... 1. dozda ağrım daha fazlaydı 2. dozda ağrım neredeyse olmadı desem yeridir.) Kalan günlerimi de sahilde uzun uzun yürüyüş ve evde ailemle bol bol keyif yaparak geçirdim. Tabii ki tatil de yapılmalı ama unutulmamalı ki bizi bekleyen büyüklerimiz var! Bayramlar, sevinç ve güzellikleri paylaşma adına çok özel günlerdir. Dargınlar barışmalı, yakınlar, dostlar, tanıdıklar ziyaret edilmeli. Tanınan tanınmayan herkese selam verilmeli. Yakınlık, sevgi ve bağ pekiştirilmeli. Hastaneler, çocuk yurtları, yoksul evleri ziyaret edilip hediyel

BİZE YASAKSA 'TURİST'E NEDEN SERBEST?!...

Hafta sonu kısıtlamaları başladığında sokaklarda turistlerin dolaşması pek dert edilmiyordu. Kısıtlamalar arttıkça “Bize yasaksa onlara neden serbest?!” diyenlerin sayısı hayli çoğaldı. Virüsün farklı mutasyonlarının, farklı ülkelerden gelen kişiler nedeniyle yayıldığı haberleri çıktıkça yabancılara olan tolerans da azaldı. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Berlin’de yaptığı açıklamaların içinde şöyle bir cümle yer aldı: “Turistin görebileceği herkesi mayıs sonuna kadar aşılayacağız.” Bu cümle çok tepki aldı. Neyse ki; tepkileri erkenden fark eden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, dün ikinci bir açıklama daha yaparak sözlerine açıklık getirdi; "Turizm sektöründe çalışan tüm vatandaşlarımızı aşılıyoruz. Sadece turisti korumak için değil, kendi vatandaşımızı korumak için de bu aşıyı yapmamız lazım. 'Turistin gördüğü...' derken de turistin uzaktan gördüğü değil, kaldığı otel ve tesislerde çalışan vatandaşlarımızı kastettim. Kendi vatandaşlarımızın da aynı şekilde güvenli bir or

BUGÜN BAYRAM

İyi Bayramlar... Kurban Bayramının herkese; sağlık, sevgi ve para huzuru getirmesini  dilerim. Bizim evde bayram klasiği değişmez; neler mi olur? Tüm aile fertleri baba ocağında toplanır... Evin erkekleri sabah bayram namazını kılıp, ibadetlerini  yerine getirmek için evimizin hemen yanındaki camiye giderler. Babamın olmazsa olmaz miskinlik yapan evin genç erkeklerine sözü; ''Bayram namazlarının önemi Allah katında çok daha fazladır.'' Evin geri kalanları yani evin kadınları, olmazsa olmaz, muhteşem ötesi bayram kahvaltısı hazırlığı içindedir her bayram sabahı. Namazın sona ermesi ile birlikte önce evde bayramlaşma olur ve keyif içinde hep beraber bayram kahvaltısı yapılır, kahveler içilir ve tabii ki kurban kesme işlemlerini usulüne uygun ve dinimizin emrettiği  şekilde gerçekleştirmek için kurban kesim alanına gidilir...   Malum Covid-19 sürecindeyiz bitmeyen bir virüs var. Kesim alanında maske takmayı, tedbiri, hijyeni ve inşallah sosyal mesafeyi elden bırakmadan kur

NE YANİ! YASAKLARLA DEVLET BİZLERİ EVLERİMİZE Mİ KAPATSIN?!

Malumunuz Covid 19 günlerinden geçiyoruz. Ve bu yüzden de yıllardır süregelen alışkanlıklarımız değişti. Beni bilenler bilir... Sezon başlamadan tatil programları yapılır arada yazlığa kaçılır ve kısa  kısa kaçışlarla yaz programım muhakkak olmazsa olmazımdır. Peki şimdi! Evdeyim... Belki de sizde benim gibi evdesiniz. Açıkçası hala daha cesaret edip bir program yapmadım, yapamadım... Bakınız, vaka sayısı yeniden 1500’ün üzerinde!... En son mayıs ayının ortalarında vaka sayısı 1500’ü aşmış durumdaydı. Türkiye’de maske kuralına uyanların sayısı hayli yüksek... Onlara bir lafım yok. Ama hesaba katılır bir kalabalık da bu kurala ' uymamakta ', hatta bu kuralı 'takmamakta ' ve özensiz davranmakta. Hatırlarsınız!  Kadıköy/Caddebostan sahili, Moda sahili ve İzmir'deki videolar... Sıfır  sosyal mesafe, sıfır kişisel tedbir ve  maskesiz insanlar. Sorumluluk bilincinden uzak bu tipler, hem kendi sağlıklarını tehlikeye atıyorlar, hemde başkalarının sağlıklarını riske atıyorla

"Tedbirsiz , önlem " SOKAĞA ÇIKMAK YASAK

ENTERESAN BİR GECE... Sahi neydi dün gece o yaşananlar!  Saatlerdir ne yapacağımı, ne yazacağımı şaşırmış durumdayım. Çeşitli semtlerden fotoğraf ve videolar telefonuma yağıyor. İnsanlar, sırt sırta fırınlarda, marketleri adeta yağmalıyor. Caddelerde ambulanslar gidemiyor. Bu nasıl bir akıl tutulması? Hani sosyal mesafe, tedbir, izolasyon!... PEKİ VERİLEN EMEKLER... En olmayacak adamları, en laf dinlemez grupları fiziksel mesafeye ve sosyal izolasyona ikna etti. Sağlık Bakanımız Fahrettin Koca’nın nasıl bir değer olduğuna da bu süreçte tanık olduk. Bilim Kurulu oluşturmak Fahrettin Koca’nın fikriydi. Bakan, süreç boyunca verileri şeffaf biçimde paylaşan, sakin ve müşfik tavrıyla ülkeyi hem hazırladı, hem eğitti, hem de sakinleştirdi. Eksikler elbette vardı ama artılar fazlaydı. Türkiye’deki hayat kaybı oranı ile Avrupa’nın ileri şehirlerindeki ölüm sayıları arasındaki farkın büyüklüğü bile Türkiye’nin bu sınavı iyi götürdüğünün göstergesiydi. Ta ki dün geceye kadar. Cuma gecesi saat 22

"EVDE KAL TÜRKİYE"

Ailemizin, sevdiklerimizin kıymetini daha iyi anlamadık mı? Meğer sevdiklerimize sarılmak ne de önemliymiş, ne de iyi geliyormuş hepimize.  Kendi elimizle yanağımızı kaşımaktan bile kaçınıyoruz artık. Eğer işiniz ve ihtiyaçlarınız zorlamıyorsa evden çıkmak, birkaç kişi bir arada olmak mümkün değil. Bırakın devletin yasaklamasını, kendimiz istemiyoruz artık. Dünya yavaşladı ve kısıtlandı belki ama duygularımızın farkına varmadık mı? Dil, din, ırk, memleket farketmiyor artık; bütün dünya ilk kez aynı gemide olduğumuzu anlamadık mı? Hayatımız ve hareketimiz kısıtlanırken tüm bunları farkettik. Koronavirüs salgını ile tüm dünya insanlığının geçtiği bu tünelin ucunda inşallah ışığı da göreceğiz.  TEDBİR ŞART... Alınan tedbirlere uymak; virüsün yayılma hızını azaltır, virüsle ortaya çıkan birtakım kaotik durumları önler; birbirimize destek olmamızı, kötü niyete müsaade etmememizi sağlar. Bugün devlet organlarının, siyasetçilerin, sivil toplum örgütlerinin ve vatandaşın 'ayrım'sız,  ‘

“CORONA”YA KARŞI “DERVİŞ” SELAMI...

Sorumluluk hepimizin... Bireyler olarak bizler de devlete ve kurumlara yardımcı olmalıyız... Öncelikle; hepimiz el sıkışmayı ve sarılmayı bir müddet rafa kaldıralım. Ülkemizin Cumhurbaşkanı Erdoğan, ''Biz de tokalaşmayı kestik, uzaktan selamlaşıyoruz'' dedi ve gittiği her yerde herkesi ''Derviş'' selamıyla selamlamakta... Haydi biz de corona virüse karşı "derviş selamı" ile selamlayalım. Herkes, elini kalbinin üzerine koysun... Kriz dönemlerinde, kenetlenmeyi ve topyekûn mücadeleyi şükürler olsun ki çok iyi başarıyoruz. Cumhuriyet tarihi boyunca, Corona virüse gelinceye kadar ne sorunlarla karşılaştık hem de en katmerlileriyle hem de ta ilk günden itibaren.  Bu da gelip geçecek...  Corona virüs ve diğer gribal vakalar, sürekli evrim geçirerek, her türlü ilaca karşı bağışıklık kazandıysa, biz de her türlü sorunla mücadele konusunda inanılmaz oranda bağışıklığa sahibiz. Sağlık Bakanlığı’nın daha ilk günden itibaren aldığı “tedbirler” ve “sağlık k