AMİRALLERİN BİLDİRİSİ ERDOĞAN'A BİR TEHDİT Mİ ?


4 Nisan gece yarısı geçmişteki muhtırayı hatırlatırcasına tam 104 emekli amiral, yetkileri ve hadleri olmadığı halde muhtıra niteliğinde bildiri yayınlayarak millet iradesine ayar vermeye kalkıştı!

15 Temmuz gecesi köprü üstünde olanlardan biriyim....

“Abartma, nasıl darbe yapacaklar?!” diyebilirsiniz, abartıyor da olabilirim ama 15 Temmuz öncesi de “Nasıl darbe yapsınlar?” denmiyor muydu? O geceyi unutmak imkansız!

Sabaha kadar sokaklarda yaşananlara bizzat şahit olanlardanım...

"Aksi halde..." diye başlayan cümlelerle hükümeti darbeyle, iç savaş ve bölünmeyle tehdit edebiliyorlar! Hele hele hükümete, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a "Beka" uyarısı yapacak en son kişi bu emekli askerler olabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan hem içeride hem de dışarıda devletimizin güçlü bir duruşun zemini hazırlamayı başaran bir liderdir. ABD güdümlü FETÖ ve PKK'nın Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getirdiği bir sır değil herhalde! Devlet dışarıdan ve içeriden kuşatıldığı bir dönemde devreye Erdoğan girdi; devleti FETÖ'nün elinden kurtaran ve PKK'yı bu topraklardan kazıyan Erdoğan'dan başkası değildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan Doğu Akdeniz'de, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde dünyaya meydan okumasaydı bugün güneydoğu PKK/YPG/HDP'nin elindeydi, mavi vatan ise sadece Antalya körfezi'nden ibaret olacaktı.


27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat ve de 15 Temmuz var!

Bu millet adı 'Bildiri', içeriği ise 'Kışkırtma' metni olan durumlara cevap vermeye, had bildirmeye hazırdır.

Ve ben ''Yüce Türk Milletine...' diye başlayan metinden hiç ama hiç hoşlanmıyorum.

Bu bildiri bir "Kışkırtma" niteliğindedir.


EMEKLİ AMİRALLERİN BİLDİRİ METNİNİ OKUYALIM...

*Son zamanlarda gerek Kanal İstanbul, gerekse Uluslararası Antlaşmaların iptali yetkisi kapsamında Montrö Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması endişe ile karşılanmaktadır.

*Türk Boğazları, dünyanın en önemli su yollarından biri olup, tarih boyunca çok uluslu antlaşmalara göre yönetilmiştir. Bu antlaşmaların sonuncusu ve Türkiye’nin haklarını en iyi şekilde koruyan Montrö; sadece Türk Boğazlarından geçişi düzenleyen bir sözleşmeden ibaret değil, Türkiye’ye İstanbul, Çanakkale, Marmara Denizi ve 'Boğaz'lardaki tam egemenlik haklarını geri kazandıran, Lozan Barış Antlaşmasını tamamlayan büyük bir diplomasi zaferidir.

*Montrö, Karadeniz’e kıyıdaş ülkelerin güvenliğinin temel belgesi olup Karadeniz’i barış denizi yapan sözleşmedir. Montrö, Türkiye’nin herhangi bir savaşta, savaşan taraflardan birinin yanında istemeden savaşa girmesini önleyen bir sözleşmedir.

*Montrö, Türkiye’nin II. Dünya Savaşı'nda tarafsızlığını korumasına imkân yaratmıştır. Bu ve benzeri nedenlerle, Türkiye’nin bekasında önemli bir yer tutan Montrö Sözleşmesi'nin tartışma konusu olmasına, masaya gelmesine neden olabilecek her türlü söylem ve eylemden kaçınılması gerektiği kanaatindeyiz.

*Diğer taraftan; son günlerde basında ve sosyal medyada yer alan kabul edilemez nitelikteki bazı görüntüler, haber ve tartışmalar ömrünü bu mesleğe adamış bizler için çok derin bir üzüntü kaynağı olmuştur.

*TSK ve özellikle Deniz Kuvvetlerimiz son yıllarda çok bilinçli bir FETÖ saldırısı yaşamış ve çok değerli kadrolarını bu hain kumpaslara kurban vermiştir. Bu kumpaslardan çıkarılacak en önemli ders; TSK’nın, anayasa'nın değişmez, değiştirilmesi teklif edilemez temel değerlerini titizlikle sürdürmesi zaruretidir.

*Bu gerekçelerle, TSK ve Deniz Kuvvetlerimizi bu değerlerin dışına çıkmış, Atatürk'ün çizdiği çağdaş rotadan uzaklaşmış gösterme çabalarını kınıyor ve tüm varlığımızla karşı çıkıyoruz.

*Aksi halde, Türkiye Cumhuriyeti, tarihte örnekleri olan, bunalımlı ve bekası için en tehlikeli olayları yaşama risk ve tehdidi ile karşılaşabilecektir. Türk Milletinin bağrından çıkan şanlı bir geçmişe sahip, Ana ve Mavi Vatan’ın koruyucusu Deniz Kuvvetleri Komutanlığı personelinin Atatürk ilke ve devrimleri doğrultusunda yetiştirilmesi elzemdir.

*Ülkemizin her köşesinde denizde, karada, havada, iç güvenlik bölgesinde ve sınır ötesinde fedakârca görev yapan, Mavi Vatandaki hak ve menfaatlerimizin korunması için Atatürk’ün gösterdiği yolda canla başla çalışan cefakâr Türk Denizcilerimizin yanındayız.


Bildirinin “Aksi Halde...” diye başlayıp devam eden bölümünü okudunuz mu?

O bölüm, tam anlamıyla “Muhtıra” kokuyor.

Bunlar nasıl da üst perdeden laflar böyle sayın amiraller!

Tehdit mi ediyorsunuz? 


CHP 104 EMEKLİ AMİRAL'İN BİLDİRİSİNE NELER SÖYLEDİ?...

15 Temmuz’a “Kontrollü Darbe” diyen CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu. emekli amirallerin darbe tehdidi karşısında ise “Bu sahte gündem tutmaz!” dedi.

Grup başkanvekili Engin Özkoç “Vatansever eleştirileri tebrik ediyorum” diyerek darbe tehditli bildiriye tam destek verdi. 

CHP sözcüsü Faik Öztrak ise darbe tehdidinde bulunanları değil, demokrasiye sahip çıkanları suçladı. “104 tane amiralin açıklamasından darbe çıkartmak olsa olsa sivil darbecilere mahsus bir özelliktir” diye konuştu. 


AKŞENER VE AĞIRALİOĞLU’NA TEBRİKLER

28 Şubat’ın yiğit kadını olarak Meral Akşener, bildiri karşısında kararlı bir duruş sergiledi. “Emekli amirallerin canı sıkılmış, bir bildiri yayınlamışlar. Bu bir zevzekliktir” dedi. Gece yarısı yayınlanan bildirilerin muhtıraları hatırlattığını ifade etti. Aynı şekilde Yavuz Ağıralioğlu da amirallerin bildirisinde darbe iması olduğunu ve bundan rahatsızlık duyduğunu belirterek demokratik bir duruş sergiledi.

'AYTUN ÇIRAY' İYİ PARTİ'NİN DEMOKRASİ DURUŞUNA LEKE SÜRDÜ!

'İYİ Parti’li Aytun Çıray militarist yönünü ön plana çıkarıp, “Bir tbp. teğmen olarak altına imzamı atıyorum” dedi. Böylece darbe tehdidine destek veren ilk siyasetçi oldu. Aytun Çıray, İYİ Parti’nin demokrasi duruşuna leke sürdü!


İTTİFAK CEPHESİ NELER DEDİ...

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli 104 emekli amiralin 'darbe' çağrışımlı bildirisine "Rütbeleri sökülmelidir!" demişti. 

Cumhurbaşkanı Erdoğan zaten ilk andan itibaren süreci adım adım takip ediyor. MYK sonrası açıklamasında; ''Geçmişi darbe ve bildirilerle dolu ülkede 104 amiralin böyle bir girişimde bulunması, kesinlikle kabul edilemez!" dedi.


Pardon!... 

Ülkemiz, Demokrasi ile yönetiliyor. 

Bu ülkenin ordusu da, hükümeti de, Cumhurbaşkanı da görevinin başında...


Olay gecesi İletişim Başkanı Fahrettin Altun gerekli cevabı iletti.

Haddinizi bilin !


ARTIK DURUN!

Toplumu geriletir nitelikte söylemlerle zehirlemekten artık vazgeçin! Bırakın artık ülkemiz daha iyiye, daha güzel yarınlarına kavuşsun; siz ve sizin gibi düşünceler sebepli bu millet, bu devlet nefes almadı! Artık durun! Karşınızda eski Türkiye yok.




Editör: Ebru Erbaş

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KONU TESETTÜRLÜ OLMASI MI?...

“CHP'NİN BAŞÖRTÜ SORUNU''

SİYASET 2021 YILINA HAREKETLİ BAŞLADI