SİYASET 2021 YILINA HAREKETLİ BAŞLADI
2021’in en çok konuşulacak olan konularından biri seçimlerin ne zaman yapılacağı, diğeri ise, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi...
Muhalefet partilerinin bazıları, “Sistem yürümüyor, güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem getirilmeli” görüşünü savunuyor. Cumhur ittifakından ise, “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden dönüş yok” yanıtı veriliyor.
DİKKAT ÇEKEN OĞUZHAN ASİLTÜRK ZİYARETİ VE SONRASI...
Daha önceki yazımda da bu ziyaretin önemini vurgulamıştım, şimdi de kulis ayrıntılarını iletmek isterim...
Tüm bu tartışmaların ortasında ise yıla MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’yi evinde ziyaret ederek başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, çok kritik bir manevra ile çok dikkat çeken bir eylemde bulundu... Oğuzhan Asiltürk’ü de evinde ziyaret etti. Asiltürk de Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanı forsunu bir kenara bırakarak geldiğini, ağabey-kardeş olarak sohbet ettiklerini söylemişti.
AK Parti kulislerinde ziyarete ilişkin tespitlerimi siz değerli okuyucularıma aktarmak isterim;
*Ziyaret çok önem taşımaktaydı
*Muhalefet partilerinin bazıları, “Sistem yürümüyor, güçlendirilmiş ve iyileştirilmiş parlamenter sistem getirilmeli” görüşünü savunuyor.
*Cumhur ittifakından ise “Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden dönüş yok” yanıtı veriliyor. Ancak muhalefet, kamuoyuna Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin yerine önerdikleri güçlendirilmiş, iyileştirilmiş parlamenter sistemini açıklamaya hazırlanıyor.
Kısacası, bu yıl da belli ki sistem tartışması bir süre daha sürecek.
SAADET PARTİSİ KULİSLERİ
Oğuzhan Asiltürk ile yapılan görüşmeye büyük önem veriliyor. Önümüzdeki dönemde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Recai Kutan’ı da ziyaret eder mi, henüz belli değil.
Temelde Saadet Partisi başkanlık sistemine karşı değil. Ancak Türkiye’de uygulanan model eleştiri alıyor, özellikle de partili cumhurbaşkanlığı modeli.
Saadet Partisi’nde beklenti Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın partili cumhurbaşkanlığı modelinden vazgeçeceği yönünde. Bunun için de partisini sağlam bir limana yanaştırmayı istediği yorumları yapılıyor. Yaklaşmakta olan AK Parti kongresinde bunun izlerinin görülebileceği ifade ediliyor.
Saadet Partisi ne yapar bilmem ama görünen o ki, 2023 seçimlerinde üçüncü bir ittifak daha kurulacak. Sadece Fatih Erbakan’ın açıklaması üzerine bunu söylemiyorum; HDP ve CHP ile bir araya gelmek istemeyen partiler şimdiden üçüncü ittifak hazırlıklarına başladı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son günlerde MHP Genel Başkanı Bahçeli’yi evinde ziyaret etmesinin ardından cumhur ittifakını genişletmek için BBP Genel Başkanı Destici, Saadet Partisi yik üyesi Asiltürk, Demokrat Parti Genel Başkanı ve DSP Genel Başkanı ile yaptığı görüşmeler dikkati çekti.
ERKEN SEÇİM OLUR MU?
MUHALEFET her zaman erken seçim ister. Böylece hem tabanını diri tutar, hem de seçim beklentisiyle milletvekillerini bloke eder.
Ancak başkanlık sisteminde erken seçim istemekle seçime gidilmiyor. “Giyotin” ismi verilen ikili bir mekanizma var.
Ya Meclis ya da Cumhurbaşkanı erken seçim kararı alabiliyor.
*Birinci formül ' Meclis'
Anayasa’nın 116. maddesine göre Meclis’te erken seçim kararı alınması için 360 milletvekilinin oyu gerekmekte. AK Parti ve MHP’nin milletvekili sayısı 337. Muhalefetin erken seçime götürecek yeterli sayısı bulunmuyor.
*İkinci formül 'Cumhurbaşkanı'
İkinci bir formül, Cumhurbaşkanı’nın erken seçime götürmesi. Bu durumda Cumhurbaşkanı’nın görev süresi tamamlanmış oluyor. Erdoğan henüz 2 yılı varken, ülke pandemi nedeniyle zor bir süreçten geçerken neden erken seçime gitsin?
CUMHURBAŞKANINDAN ERKEN SEÇİM SÖYLEMLERİNE CEVAP
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: Yatıp kalkıp erken seçim diyorlar ya, size buradan ekmek yok. Sabrın varsa Haziran 2023’e kadar kapıda bekleyeceksin. Bizim daha yapacak çok işimiz var dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, erken seçim konusuna son noktayı da bu sözleriyle koydu. Gelişmeleri birlikte takip edeceğiz...
Ankara'da çok konuşulan bir kulis bilgisi de Kabine'de değişim olup olmayacağı...
Kabine değişikliği de Ankara’da bir süredir tekrar dillendirilmeye başlandı. Kabine değişikliği ile cumhur ittifakının genişletilmesi arasında bir bağ kuruluyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilk cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk kabinesinde MHP’lilere görev vermek istediği ancak bu isteğin bahçeli tarafından kabul görmediği çok konuşuldu. Şimdi de cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bahçeli’yi buna razı etmeye çalıştığı, akabinde de yeni kabinede SAADET PARTİSİ kökenli, BBP kökenli ve DEMOKRAT PARTİ ile ılımlı solculardan, DSP kanadından kişilere yer verebileceği de iddia ediliyor.
Son dönemdeki ziyaretler, cumhur ittifakını genişletme çabaları ve bu iddialar birbirini doğrular nitelikte.
ADALET BAKANI'NDAN DİKKAT ÇEKEN PAYLAŞIM
Adalet Bakanı bu paylaşımıyla kimi kastetti?
Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, "Klavye başına geçip sosyal medyada bana her gün tutuklama siparişi verenlere sesleniyorum: Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Burada kanunlar, kurallar, usuller işler; hukuk işler. Bu işleyişi beğenmeyen gider itiraz hakkını kullanır ama yargıya parmak sallayamaz! Adalet Bakanı'ndan da bu işleyişe müdahale etmesini bekleyemez! Adalet Bakanı'nın cübbesi yoktur, görevim süresince o cübbeyi giymedim ve kimse kusura bakmasın asla da giymeyeceğim!" ifadelerini kullandı.
Bakan Gül’ün yargı reformu konusunda da son derece istekli olduğunu, siyaseten de bunun mücadelesini yürüttüğünü düşünüyorum.
Onu bunu bilmem! Evet sosyal medya önemli! Ama sosyal medyanın adalet dağıtan mahkemelere dönüşmesi ciddi bir problem.
Soylu'yu mu kastetti?
Bakan'ın sözleri sonrası akıllara İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun paylaşımları geldi. Soylu, sosyal medyada annesi ile olan fotoğrafının altına küfür eden kişinin adli kontrol şartıyla serbest kaldığını belirterek tepki göstermişti. Soylu, "Annemle fotomun altına küfreden alçak mahkemeye çıkıyor ve adli kontrolle serbest" demişti.
Annesi yaklaşık 2 aydır ağır hasta olan Soylu’nun duygusal bir tepki vermesi çok normal. Bu vesileyle Sayın bakan Süleyman Soylu'ya acil şifalar dileyelim…
Tabii li bu yazımlar tesadüf müdür yoksa Bakan Soylu’ya karşı bir ima barındırıyor mudur bunu net olarak bilmemiz mümkün değil.
Öte yandan hedefinde Bakan Soylu var ya da yok; Abdulhamit Gül’ün sözleri özü itibarıyla doğru, çünkü 2 yıla kadar hapis cezası gerektiren bir suçta tutuklama yasaksa ve hakaret suçu da bu kapsamdaysa hakarete uğrayan bu duruma elbette isyan edebilir ama yapılacak tek şey ilgili yasayı gözden geçirmek olabilir.
Editör: Ebru Erbaş'a Teşekkür ederim.
Yorumlar
Yorum Gönder