28 ŞUBAT...
Unutulmadı, unutulamayacak da asla! Nasıl unutulsun ki o korkunç süreç!
Kadınların başörtüsü olduğu için okullara sokulmadığı, dini vecibelerini yerine getirmek isteyen insanların adeta kamusal alandan silindiği, varolan toplumsal düzeni korku ve tehlike mantığına endeksleyen kararların bir bir kâğıda döküldüğü günün adıdır 28 Şubat...
Türkiye tarihine “Post Modern Darbe" olarak geçen ve toplum ile siyaset üzerinde derin postal izleri bırakan 28 Şubat'ı geride bırakalı 24 yıl oldu. Hakkında duruşmaları devam eden davalar açıldı.
Televizyoncu olmanın iyi yanı önemli tüm anları canlı yayınlayıp şahitlik yapmak, kötü yanı ise elinden bir şey gelmeyen herkes gibi olaylara seyirci kalmak.
28 Şubat, 1997'de Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller hükümetinin silahlı kuvvetler tarafından istifaya zorlanmasıyla yaşandı. 27 Mart, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinin aksine, askerler 28 Şubat'ta yönetime bizzat el koymadı. Bunun yerine medya üzerinden bir savaş verildi. Askerlerin hükümeti görevden zorla almaması da 28 Şubat'ın "Post-Modern Darbe" olarak anılmasına yol açtı. Askerlerin deyimiyle "Demokrasiye Balans Ayarı" yapıldı.
Necmettin Erbakan'ın Genel Başkanı olduğu Refah Partisi, tüm medya baskısına rağmen 1995 seçimlerinden birinci parti olarak çıkmayı başarmıştı. Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, hükümet kurma görevini Erbakan'a vermemek için çok uğraşsa da sonunda mecbur kaldı. Refah'ın hükümeti kurması ve Erbakan'ın Başbakan olmasıyla birlikte Türkiye'de toplu bir cinnet senaryosu sahneye kondu. Halkın seçtiği bir partinin ülkeyi halk adına yönetecek olması başta işadamları olmak üzere pek çok cenahı rahatsız etmişti.
TÜSİAD'ın, medyanın, askerlerin üçlü koalisyonuyla seçimle gelen iktidar, korku senaryoları ve nihayetinde askeri tanklarla yıkıldı, ardından Refah Partisi kapatılarak yöneticilerine siyasi yasak konuldu. Başarılı bir algı operasyonuydu, çünkü bütün fatura da o günlerde darbe yapılan insanlara kesildi. 28 Şubat'ta onlarca banka batırıldı, Türkiye milyarlarca dolar zarara uğratıldı. Gayrı safi milli hasılanın üçte biri buharlaştırıldı. Dönemin kuvvetli ve kudretli bir paşası '28 Şubat bin yıl sürecek' demişti. 28 Şubat bin yıl sürmedi elbette! Ama ülkeye verdiği büyük zararlar hala sürmekte.
1997’DEKİ DERİN ZİYARETLER...
TÜSİAD Yönetim Kurulu, 28 Şubat’tan birkaç gün önce Ankara’ya adeta çıkarma yapmıştı.
25 Şubat’ta ANAP lideri Mesut Yılmaz ile DSP’nin lideri Bülent Ecevit’i ziyaret ettiler. 26 Şubat’ta ise Çankaya Köşkü’ne çıkıp Demirel’le görüştüler.
Aynı gün CHP lideri Baykal’la da bir araya geldiler ve kendisine “Ülkenin Refahyol hükümetinden kurtarılmasını bekliyoruz” dediler!
EN BÜYÜK UTANÇ "BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI"
Türkiye, 28 Şubat dönemi ile telafisi imkânsız bir döneme girmişti. “Şeriat geliyor" şeklinde suni korku politikasının ardından, özellikle başörtüsüyle okumak isteyenlere büyük bir linç kampanyası başlatılmıştı. Tek istekleri eğitimlerine devam etmek olan imam hatip ve üniversite öğrencilerine okul kapıları birer birer kapanmıştı. 1997'de Sivas Cumhuriyet Üniversitesi başörtülü hemşirelik bölüm birincisinin törene alınmaması da o yıllarda yapılan zulmün sembolü oldu.
28 Şubat'ta okullara girmek isteyen başörtülü öğrenciler adeta terörist muamelesi gördü ve binlercesi gözaltına alınarak okul bahçesine dahi sokulmadı. İstanbul Üniversitesi eşine rastlanmayan bir skandala imza attı; Rektör Kemal Alemdaroğlu ve yardımcısı Nur Serter öğrencileri ikna odalarına soktu ve zorla okula başörtüsüz girmeyeceklerine dair taahhütname imzalattı.
Eğitim hakkı ellerinden alınan öğrencilere 2011 yılında AK Parti döneminde üniversiteye geri dönme hakkı tanındı, 2014 Eylül'de kılık kıyafet düzenlemesinin ardından 5'inci sınıftan itibaren başörtü hakkı geri verildi. Bu düzenleme tek eğitim alanıyla sınırlı kalmadı elbette, kamuda çalışan kişilere de aynı haklar tanındı.
MÜCADELEYLE GEÇEN BİR ÖMÜR... '' PROF. DR. NECMETTİN ERBAKAN'' ŞUBAT 2011...
Merak ediyorum?...
Neden rahmetli Necmettin Erbakan Hoca'nın siyasi hayatını anlatan belgesel ya da film çekilmiyor?...
Sanırım konuşma ve klipler hazırlamak daha kolay?!
Oysa siyasi tarih açısından ne kadar önemli bir isimdir kendisi.
1926 yılında dünyaya gelen Erbakan, 85 yaşındaydı. 28 Şubat sürecinde büyük sıkıntılar yaşayan Erbakan'ın vefat haberinin 28 Şubat'ın yıldönümünde duyulması sevenlerini gözyaşına boğdu.
Milli Görüş hareketinin kurucu lideri ve Türk siyasetinin hocası Prof. Dr. Necmettin Erbakan'ın vefatının 10'uncu yıl dönümünde dualarla anılıyor. 'Yaşanabilir bir Türkiye', 'Yeniden Büyük Türkiye' ve 'Yeni bir dünya' idealleriyle Türk siyasetine yeni bir anlayış getiren Erbakan, siyasi hayatı boyunca Türkiye öncülüğünde adil bir dünyanın kurulacağına inanarak çalıştı. Vefatının 10. sene-i devriyesinde
Devlet ve Dava Adamı Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı rahmet ve dua ile...
“Hayat; iman ve cihattır. Bu iki değere kim sahipse zaferi onlar kazanacaktır.”
Editör:Ebru Erbaş'a teşekkürler.
28 şubat tarihimizde kara bir leke olarak kalmiş ve vicdanlara hapsedilmiştir
YanıtlaSil28 şubat süreci sizinde dediğiniz gibi unutulacak konu değil ve o süreci bizlere ülkemize yaşatanlar asla yanına kalmamalı böyle düşüncede ki kişilerde bu günleri düşünüp geçmişteki o zatların ülkemize nasıl zararlar verdiğini tekrar tekrar hatırlasınlar.
YanıtlaSilYüreğinize sağlık kaleminize sağlık tekrar hafızayı tazele dinimiz için sizlere teşekkür ediyorum sağlık sıhhat diliyorum
YanıtlaSil