Kayıtlar

AKPARTİ etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

BİRÇOK TARTIŞMAYA KONU OLAN “AKM YENİDEN” 13 YIL ARADAN SONRA AÇILDI…

Cumhuriyetimizin 98. yıldönümünde, KÜLTÜR ve SANAT etkinliklerinin İstanbul'daki merkezi olacak AKM, görkemli törenle kapılarını ziyaretçilerine açtı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılan yapının açılış programı 5 gün sanat etkinlikleriyle sürecek… 2018'de yenisinin yapımı için yıkılan, modern, işlevli yeni AKM 3 yılda tamamlandı.  Taksim AKM (Atatürk Kültür Merkezi):   -96,000 m2 kapalı alan -14,400 m2 taban alanı -%70 yerli malzeme -2,040 kişi kapasiteli opera salonu -802 kişilik tiyatro salonu -4 katlı kütüphane Neler neler söylenmedi ki!... 13 yıldır yürütülen türlü engellemeler sonrası AKM 13 yıl sonra açıldı.  O dönemin siyasetçileri ve sanatçıları el ele verip akıl almaz bir "Yıktırmayacağız!" kampanyası açtı. Kimileri, "Bedenimizi kalkan edeceğiz" deyip sokaklara düştü, sokaklara yansıyan gerilim ve televizyon tartışmalarını hatırlıyorum.  Adeta siyasi iktidara ve onun arkasındaki sosyal kesime karşı nefret üretildi! Sormak istiyorum?

AMİRALLERİN BİLDİRİSİ ERDOĞAN'A BİR TEHDİT Mİ ?

4 Nisan gece yarısı geçmişteki muhtırayı hatırlatırcasına tam 104 emekli amiral, yetkileri ve hadleri olmadığı halde muhtıra niteliğinde bildiri yayınlayarak millet iradesine ayar vermeye kalkıştı! 15 Temmuz gecesi köprü üstünde olanlardan biriyim.... “Abartma, nasıl darbe yapacaklar?!” diyebilirsiniz, abartıyor da olabilirim ama 15 Temmuz öncesi de “Nasıl darbe yapsınlar?” denmiyor muydu? O geceyi unutmak imkansız! Sabaha kadar sokaklarda yaşananlara bizzat şahit olanlardanım... "Aksi halde..." diye başlayan cümlelerle hükümeti darbeyle, iç savaş ve bölünmeyle tehdit edebiliyorlar! Hele hele hükümete, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a " Beka " uyarısı yapacak en son kişi bu emekli askerler olabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan hem içeride hem de dışarıda devletimizin güçlü bir duruşun zemini hazırlamayı başaran bir liderdir. ABD güdümlü FETÖ ve PKK 'nın Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getirdiği bir sır değil herhalde! Devlet dışarıdan ve içeriden kuşatıld

DANIŞTAYIN ''ANDIMIZ'' KARARI... NEDEN ŞİMDİ!?

“Türk'üm, doğruyum, çalışkanım...”  İlkokul 1. sınıftan itibaren bağıra çağıra andımızı okudum, üstelik kürt bir ailenin çocuğu olmama rağmen hiç de kimlik karmaşası yaşamadım. Ailem çok uzun zaman önce İstanbul'a geldiği için türkçe bilmemek, öğrenememek gibi bir şey söz konusu dahi olmadı. İlkokul sürecinde, her ilkokul çocuğu annesinden ayrıldığında ''Ürkek civciv'' gibidir, her birimiz tecrübe ile sabitlemişizdir...  Unutamıyorum, bir türlü hafızamdan silemiyorum sınıfımızdaki ''Kürt Hasan'ı!...''  Okula anne babası ile gelmişti. Annesinin bacağına sıkıca sarılmış, bırakmıyordu. Öğretmenimiz başını okşayarak, annesi de kulağına kürtçe cümleler  fısıldayarak hasan zor da olsa sakinleştirildi. Bu süreci hepimiz yaşadık ama o hepimizden daha çok zorlandı. Çünkü, tek kelime türkçe bilmiyordu, gözlerinde iletişim kuramayacak olmanın tedirginliğini görmüştüm... Mesela 'Andımız' okunurken hiç anlamıyor, şaşkın ifade ile etrafına bakıyord

28 ŞUBAT...

Unutulmadı, unutulamayacak da asla! Nasıl unutulsun ki o korkunç süreç! Kadınların başörtüsü olduğu için okullara sokulmadığı, dini vecibelerini yerine getirmek isteyen insanların adeta kamusal alandan silindiği, varolan toplumsal düzeni korku ve tehlike mantığına endeksleyen kararların bir bir kâğıda döküldüğü günün adıdır 28 Şubat... Türkiye tarihine “Post Modern Darbe" olarak geçen ve toplum ile siyaset üzerinde derin postal izleri bırakan 28 Şubat'ı geride bırakalı 24 yıl oldu. Hakkında duruşmaları devam eden davalar açıldı. Televizyoncu olmanın iyi yanı önemli tüm anları canlı yayınlayıp şahitlik yapmak, kötü yanı ise elinden bir şey gelmeyen herkes gibi olaylara seyirci kalmak. 28 Şubat, 1997'de Necmettin Erbakan ve Tansu Çiller hükümetinin silahlı kuvvetler tarafından istifaya zorlanmasıyla yaşandı. 27 Mart, 27 Mayıs ve 12 Eylül darbelerinin aksine, askerler 28 Şubat'ta yönetime bizzat el koymadı. Bunun yerine medya üzerinden bir savaş verildi. Askerlerin hüküme

AK PARTİ İSTANBUL İL BAŞKANLIĞI'NDA DEĞİŞİM; ESKİ İL BAŞKANI - YENİ İL BAŞKANI

Nasıl da hareketli bir hafta sonu yaşadı AK Parti teşkilatı... Gazeteci olarak bu hareketliliğe duyarsız kalmak ne mümkün... Biz gazetecilere kulis bilgisi önceden bir şekilde gelir, hatta yakın zamanda öngörüsüne güvendiğim Ankara muhabiri arkadaşıma İl başkanlığında bayrak değişimi konuşuluyor, ne diyorsun? demiştim... Kendisi '' Milli Görüş '' kökenli bir isim olacak demişti dediği de oldu. Bizler de ufak ufak üstatlarla istişare ederek son dakika bilgilendirmelerle sizlere ulaştırmaya çalışırız. Yeni İl başkanı Osman Nuri Kabaktepe 'nin isim bilgisi haberini aldım fakat haber teyide muhtaçtı.  AK Parti İstanbul İl Başkanı Bayram Şenocak , "24 Şubat Çarşamba günü gerçekleştireceğimiz AK Parti İstanbul 7. Olağan İl Kongremizde aday olmayacağımı, görevimi başka bir dava arkadaşıma devredeceğimi tüm kamuoyuna duyururum" şeklinde açıklama yaptı. Bayram Şenocak, kongrede bu bildirisiyle aday olmayacağını açıkladı.  İl Başkanı Şenocak; 2018 yılından bu yana

“SOYLU'NUN 'OHH OLSUN!'U KİMLERİN CANINA DEĞDİ?”

Ne geceydi ama... “Soylu’nun 'ohhh’u milyonların yüreğini soğuttu...” Dün gece İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Meclis Genel Kurulu’nda HDP tarafından ortaya atılan iddialara yanıt vermek üzere kürsüye çıktı. Bakan Soylu’nun teröristlere yönelik düzenlenen operasyonu anlattığı anlarda HDP’li milletvekilleri ses eylemine başladı. Elleriyle masaları yumruklayan HDP’liler, Soylu’nun anlattıklarının duyulmaması için her şeyi yaptı ama bu ses eylemi Soylu'yu durduramadı... Keza neden durdursun ki!  Türk milleti Soylu'yu neden seviyor?... Çünkü; özü, sözü net ve mazlumun yanında hainin karşısında olduğu için... Uzun yıllardır devlet ve millet olarak terör illetinden çok çektik... Cumhurbaşkanımız ve bakan Soylu, birçok evin ocağına düşen ateşin acısının dindirileceğini, terörün kökünün kazınacağını defalarca iletti. Soylu, göreve geldiğinden bu zamana kadar terörle mücadele konusunda ülke huzuru adına bu halka söz verdi. Sözünü de tutma adına uğraş vermeye devam ediyor. Dün gece B

HAZİNE'DE DEĞİŞİM ''BERAT ALBAYRAK - LÜTFİ ELVAN''

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın istifasına dair düğüm geçtiğimiz gece İletişim Başkanlığı'ndan yapılan açıklamayla çözüldü.  Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda önemli değişim... Her iktidarda bakan isimleri değişir elbet, bunda şaşırılacak bir durum yok!  Düşündürmek isterim; Albayrak, 15 Temmuz sonrası Türkiye'nin içine girdiği kritik dönemde önemli görevlerde bulundu; Bugün, Doğu Akdeniz ve Karadeniz'de meyvelerini topladığımız enerji politikalarına büyük katkısı oldu. Ülkemize önemli hizmetler veren değerli bakanımıza teşekkür ederiz. Berat Albayrak’ın sürpriz istifasıyla birlikte 27 saat süren belirsiz bir süreç yaşadık. Bu süre zarfında türlü senaryolar yazıldı. 27 saatin sonunda Erdoğan öngörülemez bir lider olduğunu  gösterdi. Berat Bey’in istifasını kabul ederken, yerine tecrübeli bir isim olan Lütfi Elvan’ı atadı.  LÜTFİ ELVAN'IN ÖNEMLİ ÖZELLİĞİ... Hazine ve Maliye Bakanlığı görevini üstlenen Lütfi Elvan, siyasi nezaketi ve çalışkanlığı ile biline

23 PLAKALI ELAZIĞ İLİMİZDE, 'RAMAZAN GÜRGÖZE' İLE TEBESSÜM EŞLİĞİNDE YÜZ YÜZE SOHBET...

Kadim şehir Elazığ'dayım... Canım annemin memleketinde kısa bir gezindim. "HeIe geI gardaşıma bir çay ısmarIayam” diyen insanIarın boI oIduğu bir memIekettir EIazığ. Elazığ denilince, Harput akla gelir… Harput Kalesi: Denilene göre, inşasının harcında su değil süt kullanılmış olması. Süt kullanılmasının nedeni ise, kalenin yapıldığı yıllarda su kıtlığının yaşanmış olmasıymış. Harput Buzluk Mağarası: Ziyaret ettiğim mağaranın önemli bir özelliği ise, yaz dönemlerinde serin, kış dönemlerinde ise sıcak oluşuymuş. Hayranlığınızı gizlemeniz mümkün değil… Palu ilçe: Palu Kalesi, Kara Cemşit Bey Külliyesi, Merkez Camii, Alacalı Mescit, Ulu Camii, Küçük Camii Palu var; yanı sıra bir kaç mağara, yıkılmış kilise ve restore edilmiş bir de hamam var, oraları hızlı bir tur ile gezdim. NOT: Tabii ki bu güzelim şehrin birçok gezilecek şahane yerleri ve lezzetli yemekleri; Köfteciler Sokağı’nda Elazığ usulü salçalı köfteyi deneyeceğim, Zertaşlar’da kahvaltı aklımda olan bir diğer ziyaret no

20 BİN YENİ 'GENÇ ÜYE' ÖNEMLİ! BU ÇALIŞMANIN MİMARLARINDAN OLAN BİR İSİM İLE SOHBET ETTİM..

Z Kuşağı 1995 ve sonrasında doğan kişileri temsil eder. Çeşitli kaynaklarda internet kuşağı, zeki kuşak, Google kuşağı, '.com' kuşağı olarak da adlandırılmaktadır. Herkes onları konuşuyor! Z kuşağı denilince; - Yaratıcı ve işbirlikçi olmak - Oldukça zor çevresel, sosyal ve ekonomik sorunları çözmek - Kendi kendini yönlendirebilmek - Grup çalışmasını rahatlıkla yapabilmek - Bilgiyi çok hızlı işleyebilmek - Daha zeki olmak Bu maddeler etkili... Ne yalan söyleyeyim evimde de var bir tane  bu gençlikten :) Belki de, bu yüzden daha hassas bakabiliyorum bu gençliğe. Tabii ki, Z kuşağı bir dayatmadır! "Küreselci beyinler bu kuşağın muhalif ruhunu istismar ediyor." diyen de var, tam tersini düşünen de var. Önemli olan 'Biz bu gençliği ülkemiz, gelecek ve yarınlarımız adına  nasıl kazanırız?' diyebilmeliyiz.  Bizler kuşaklara bölünmek zorunda mıyız? Bu tartışılır! Ama yaklaşık 7 milyon gencin 2023 seçimlerinde oy kullanacağını biliyoruz.  Peki partiler ve ülkemiz de il