Kayıtlar

EMPERYALİST ABD'NİN SÖZDE EMPERYALİZM DÜŞMANI DESTEKÇİSİ HDP

Türkiye’de marjinal sol ve bölücü HDP, her fırsatta emperyalizm karşıtı olduklarını öne sürerler ama konu Türk ve Türkiye düşmanlığı olunca, emperyalizm bayrakları ABD ile aynı noktada buluşurlar! HDP'ye bak sen!... Partinin resmi hesabından konuyla ilgili olarak attıkları tweet: “Ermeni soykırımı utancıyla yüzleşin!” HDP yıllardır PKK’nın terörist olduğunu “Evet, PKK teröristtir” demiyor. Ama aynı HDP'nin, söz konusu olan tartışmalı soykırım iddiaları olunca anında dili çözülüyor! Bu nasıl bir hesap sorma şeklidir?! Bu konu tüm Türkiye'nin konusudur... “Haydi bakalım! Soykırımla yüzleşin!” diye nasıl söyleyebiliyorsun?  Kuklacılık siyasetinden bıkmadınız mı, kullanılmaktan yorulmadınız mı? Bir de sözde KÜRT partisisiniz.  Yaptığınız siyaset çok üzüntü verici. Joe Biden'ın 'soykırım' yalanını kullanması aslında ABD için malumun ilamıdır. Zira ABD Kongresi'nin her iki kanadı da 2019'da 1915 olaylarını 'soykırım' olarak tanımlayan kararları kabul e

“MUHALEFETİN BU HAFTAKİ YANLIŞLARI'' VE SAADET PARTİSİ'NİN YANLIŞI...

Saadet Partisi İstanbul Teşkilatında en dikkat çekici atama ise kuşkusuz partinin yeni "Kadın Kolları Sorumlusu" Hakan Tevfik Erdağ. Pardon! Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu başta olmak üzere parti bünyesinde ayrım yapmadan herkese sormak istiyorum; "Partide hiç mi kadın yoktu?!" Elbette var... Ama belli ki Saadet yönetimi kadınların başına bir erkek sorumlu atamanın uygun olacağını düşünmüş! Peki neden?!... Saadet partisi'nde  görevli birçok gönüllü kadın arasından belli ki bu işi layıkıyla yapacağına kanaat getirdiğiniz kimse yoktu.  O vakit diyecek söz de yok! Saadet partisi'nin il yönetimi, yeni listesiyle parti içinde 'Kadını yok saydığını' resmi bir şekilde de beyan etti. Gördük ve siz okurlarımıza ilettik. Vahim tablo ortada...  Yalnız siyasette mi bilemedim?... ''Kadını yok sayan'' ayrımcı zihniyetteki bu partiye oy veren ve hala parti bünyesinde gönüllü olarak çalışan kadınlar bir kere daha düşünmeli!... Kadın

RAMAZAN SAKİNLİĞİ İKİ HAFTA ''KISMİ'' KAPANMA

Ramazan ayını iyi geçirmemiz gerekir... Okurlarımın sesini duyar gibiyim; evet zorunluluk bilincindeyiz ama biz artık TÜKENDİK ! Haklısınız... Eminim devlet de bu vahim süreçte o kadar emek ve çabanın duyarsız ve  sorumsuz insanların dünyayı her anlamda sarsan böylesine önemli bir konuyu basite indirgeyerek sonuç tablosuna olumsuz yönde katkıda bulunmalarından kaynaklı son derece rahatsız ve bir o kadar da yorgun. Kayıplar büyük, acı, sorun ve sıkıntılar da tarifsiz. Ama elden çok da bir şey gelemiyor ne kötü ki! Bu illeti ancak ortak çaba ile dikkatli, kontrollü olursak aşabileceğiz. Bilim kurulunun kararlarını dikkate alıp, Ramazan ayının sakinliğini değerlendirip  ' İki haftalık kısmi kapanma ' sürecine girilmeli.   Gel kendin için biraz kendini koru! Virüs bazılarını entübe edecek kadar hasta ediyor, bazılarında ise farkına varmayacak kadar hafif belirtilerle teğet geçiyor. Tüm dünyayı ele geçirmiş koronavirüs 'le zorlu olan süreci Türkiye gibi tüm dünya da yaşıyor, hat

AMİRALLERİN BİLDİRİSİ ERDOĞAN'A BİR TEHDİT Mİ ?

4 Nisan gece yarısı geçmişteki muhtırayı hatırlatırcasına tam 104 emekli amiral, yetkileri ve hadleri olmadığı halde muhtıra niteliğinde bildiri yayınlayarak millet iradesine ayar vermeye kalkıştı! 15 Temmuz gecesi köprü üstünde olanlardan biriyim.... “Abartma, nasıl darbe yapacaklar?!” diyebilirsiniz, abartıyor da olabilirim ama 15 Temmuz öncesi de “Nasıl darbe yapsınlar?” denmiyor muydu? O geceyi unutmak imkansız! Sabaha kadar sokaklarda yaşananlara bizzat şahit olanlardanım... "Aksi halde..." diye başlayan cümlelerle hükümeti darbeyle, iç savaş ve bölünmeyle tehdit edebiliyorlar! Hele hele hükümete, özellikle de Cumhurbaşkanı Erdoğan'a " Beka " uyarısı yapacak en son kişi bu emekli askerler olabilir. Cumhurbaşkanı Erdoğan hem içeride hem de dışarıda devletimizin güçlü bir duruşun zemini hazırlamayı başaran bir liderdir. ABD güdümlü FETÖ ve PKK 'nın Türkiye'yi bölünmenin eşiğine getirdiği bir sır değil herhalde! Devlet dışarıdan ve içeriden kuşatıld

DANIŞTAYIN ''ANDIMIZ'' KARARI... NEDEN ŞİMDİ!?

“Türk'üm, doğruyum, çalışkanım...”  İlkokul 1. sınıftan itibaren bağıra çağıra andımızı okudum, üstelik kürt bir ailenin çocuğu olmama rağmen hiç de kimlik karmaşası yaşamadım. Ailem çok uzun zaman önce İstanbul'a geldiği için türkçe bilmemek, öğrenememek gibi bir şey söz konusu dahi olmadı. İlkokul sürecinde, her ilkokul çocuğu annesinden ayrıldığında ''Ürkek civciv'' gibidir, her birimiz tecrübe ile sabitlemişizdir...  Unutamıyorum, bir türlü hafızamdan silemiyorum sınıfımızdaki ''Kürt Hasan'ı!...''  Okula anne babası ile gelmişti. Annesinin bacağına sıkıca sarılmış, bırakmıyordu. Öğretmenimiz başını okşayarak, annesi de kulağına kürtçe cümleler  fısıldayarak hasan zor da olsa sakinleştirildi. Bu süreci hepimiz yaşadık ama o hepimizden daha çok zorlandı. Çünkü, tek kelime türkçe bilmiyordu, gözlerinde iletişim kuramayacak olmanın tedirginliğini görmüştüm... Mesela 'Andımız' okunurken hiç anlamıyor, şaşkın ifade ile etrafına bakıyord

''AK PARTİ'DE DEĞİŞİM YERELDEN GENELE...''

KABİNE DEĞİŞİMİ... Ankara'da kazan kaynıyor... “Kabine değişiyor, o bakan gidiyor, şu bakan geliyor” bahisleri bile açılmış. Bence kulis yapmaya hiç gerek yok! Çünkü, bildiğim bir gerçek var ki; bu tür dedikodulara Cumhurbaşkanı hiç kulak kabartmıyor... Öyle ki, son dakikaya kadar en yakınındakilerini bile haberdar etmiyor. Sürprizleri seviyor... Hatırlatma! Geçen yıl bu dedikodulara öyle kızmıştı ki, değişiklik yapma düşüncesi olsa bile vazgeçmişti. Sonuçta kimin gidip, kimin kalacağına sadece ve sadece Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karar veriyor. Ama siyasi kulislerde kabinenin 24 Mart’taki büyük kongreden önce değişeceği yönünde bir beklenti var. Önce kabine, sonra parti yönetiminde değişiklik yapılacak deniliyor. Tabi bu durum tam tersi de olabilir... Değişimi kongre ile yapıp sonrasında kabine değişimi de olabilir. daha öncede dediğim gibi Cumhurbaşkanı sürprizleri sever...  İl, ilçe teşkilatlarında eski milli görüşçülere yer verildi. Genel merkezde de bu tarz bir değişim

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ

"TOPLUM SİZE FAZLA CÖMERT DAVRANIYOR!" Erkek arkadaşımın bir sohbet sırasında söylediği bu cümleyi hiç unutamıyorum! "TOPLUM SİZE FAZLA CÖMERT DAVRANIYOR!"  Düşündürücü değil mi?... Durup düşündüm;  sahiden toplum biz kadınlara fazla mı cömert davranıyor? Diye... Belki evet, belki hayır!  Kadın olmak ... Mücadele demek, emek demek... Ev Hanımıyız ... Ev işi, çamaşır, bulaşık, yemek kısacası evin düzeni biz kadınlarda. Anneyiz ... Çocukların tüm yaşamsal sorumluluğu yine biz kadınlarda. Çalışan Kadınız ... Ev ve çocuk sorumluluğuna bir de işyerindeki  sorumluluk detayı da biz kadınlarda. Kadın cinayetleri...  Kadına Şiddet!...  Bitmek, tükenmek bilmeyen bir acı!  Ben bir cömertlik göremedim, siz gördünüz mü?! MİMOZA...  Çok severim; hassasiyet, coşku, umut, dayanışmayı temsil eden sembolize çiçek mimozayı... Mart ayı mimozanın mevsim ayıdır.  Mimoza çiçeği anlam ve  hikâyesini hayat dolu renklerine borçlu. İtalya 1946 yılında 2. Dünya Savaşı’ndan yıkık dökük çıkmış,