8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜ
"TOPLUM SİZE FAZLA CÖMERT DAVRANIYOR!"
Erkek arkadaşımın bir sohbet sırasında söylediği bu cümleyi hiç unutamıyorum! "TOPLUM SİZE FAZLA CÖMERT DAVRANIYOR!"
Düşündürücü değil mi?... Durup düşündüm; sahiden toplum biz kadınlara fazla mı cömert davranıyor? Diye...
Belki evet, belki hayır!
Kadın olmak... Mücadele demek, emek demek...
Ev Hanımıyız... Ev işi, çamaşır, bulaşık, yemek kısacası evin düzeni biz kadınlarda.
Anneyiz... Çocukların tüm yaşamsal sorumluluğu yine biz kadınlarda.
Çalışan Kadınız... Ev ve çocuk sorumluluğuna bir de işyerindeki sorumluluk detayı da biz kadınlarda.
Kadın cinayetleri...
Kadına Şiddet!...
Bitmek, tükenmek bilmeyen bir acı!
Ben bir cömertlik göremedim, siz gördünüz mü?!
MİMOZA...
Çok severim; hassasiyet, coşku, umut, dayanışmayı temsil eden sembolize çiçek mimozayı... Mart ayı mimozanın mevsim ayıdır.
Mimoza çiçeği anlam ve hikâyesini hayat dolu renklerine borçlu. İtalya 1946 yılında 2. Dünya Savaşı’ndan yıkık dökük çıkmış, insanlar bir coşku yaşama dair bir umut aramaktadır. Derken İtalya Kadın Birliği üyesi olan üç kadın, toplumun yeniden inşasının “Kadın Dayanışmasına” bağlı olduğunu düşündüler. Teresa Mattei, Rita Montagnana ve Teresa Noce.
Üç güçlü kadın, bu yaklaşımlarını sembolize etmesi için bir çiçek seçmeyi teklif ettiler. Sunulan tüm teklifler arasında üç tanesi öne çıktı; Karanfil, anemon ve enfes kokusu ile mimoza çiçeği. Sahip olduğu özellikleri sayesinde kazanan mimoza çiçeği oldu. Sapsarı renkleri ile neşe saçtığı için (8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü sembolize etsin diye)
Büyük bir ağaç haline gelinceye kadar çok fazla emek ve bakım gerektirmediği için (İtalya da mimoza çiçeği gibi hızla kalkınabilsin diye).
En önemlisi de aynı kadınlar gibi kırılgan görünümlerinin arkasında güçlü bir karakter barındırdığı için.(Mimoza çiçeği zor coğrafi koşullarda bile çiçek açabilir.)
O gün bu gündür başta İtalya ve Rusya olmak üzere 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlara mimoza çiçeği hediye edilmektedir. Bir kadın, sadece sevgilisinden veya çocuklarından değil, dayanışmayı sembolize ettiği için kadın dostlarından da mimoza çiçeği hediyesi alır.
İlk Kez Nerede Kutlandı?
Dünya Kadınlar Günü ilk kez 19 Mart 1911 yılında İsviçre, Almanya ve Avusturya'da anıldı.
1917 yılında Rusya'da Bolşevikler "Ekmek ve Gül istiyoruz" sloganlarıyla sokaklara çıktı. Rusya'da çıkan kadın eylemlerinin başlangıç tarihi Jülyen takvimine göre 23 Şubat'tı. Miladi takvime göre ise 8 Mart'a denk geliyordu. İşte 8 Mart'ı 8 Mart yapan olay budur!
Türkiye'de 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ilk kez, 1921 yılında kutlanmaya başlandı.
Yeter ki iste...
Bundan 200 yıl kadar önce evlenmeyip, yazdıkları ile ayakları üstünde durmaya karar vermiş Jane Austen’a yakın çevresinin ilk tepkisi gülmek olmuş. Austen, bundan yılmayarak inat ve inançla yazmaya devam etmiş ve bugün hala filmlere konu olan ve klasik olarak görülen eserlere imza atmış. Austen kendisine inanmış ve dönemine göre son derece aykırı ve güçlü bir duruş sergilemiş. Günümüzde hala kendisine inanmayan, çevresel faktörler ya da farklı sebepler ile arka plana itilerek sahip oldukları potansiyelleri gerektiğince kullanamayan kadınlar var. Kişisel gözlemlerimden söyleyebileceğim kadarıyla bir kadının isteyip de elde edemeyeceği hiçbir şey yoktur, yeter ki kendisine ve başarabileceğine yürekten inansın.
Hatırlatmadan geçmek istemiyorum... :) Kadınlar Günü'nde Hediye Almayı Unutmayın!
Bence, kadınlara her gün değer verilmeli, küçük sürprizler yaparak mutlu edilmeli, narin ruhlarına hitap eden zarif hediyelerle ruhları okşanmalı her bir mimoza çiçeğinin... Hayatın içinde durmadan çalışan, çabalayan ve kendi kaderlerini yazmaktan çekinmeyen tüm kadınların günü kutlu olsun…
Editör: Ebru Erbaş
Suna hanim kaleminize saglik 👏🏻👏🏻 Nefls anlasilir blr yazi bir solukta keyifle okudum
YanıtlaSil👏🏻👏🏻👏🏻
YanıtlaSilAslında toplum bize cömert davranmadı. Bizler kendi haklarımızı çalışarak kazandık..Kaleminize sağlık tebrik ediyorum.
YanıtlaSil