Kayıtlar

BUGÜN BAYRAM

İyi Bayramlar... Kurban Bayramının herkese; sağlık, sevgi ve para huzuru getirmesini  dilerim. Bizim evde bayram klasiği değişmez; neler mi olur? Tüm aile fertleri baba ocağında toplanır... Evin erkekleri sabah bayram namazını kılıp, ibadetlerini  yerine getirmek için evimizin hemen yanındaki camiye giderler. Babamın olmazsa olmaz miskinlik yapan evin genç erkeklerine sözü; ''Bayram namazlarının önemi Allah katında çok daha fazladır.'' Evin geri kalanları yani evin kadınları, olmazsa olmaz, muhteşem ötesi bayram kahvaltısı hazırlığı içindedir her bayram sabahı. Namazın sona ermesi ile birlikte önce evde bayramlaşma olur ve keyif içinde hep beraber bayram kahvaltısı yapılır, kahveler içilir ve tabii ki kurban kesme işlemlerini usulüne uygun ve dinimizin emrettiği  şekilde gerçekleştirmek için kurban kesim alanına gidilir...   Malum Covid-19 sürecindeyiz bitmeyen bir virüs var. Kesim alanında maske takmayı, tedbiri, hijyeni ve inşallah sosyal mesafeyi elden bırakmadan kur

DERDİNİZ; ''İLETİŞİM BAŞKANLIĞI'' BİNASI MI?... YOKSA YAPTIKLARI VE YAPACAKLARI BAŞARI MI?...

Maksat üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek sanırım?... Bence amaç üzüm yemek olmalı, bağcıyı dövmek değil!... Çok şaşkınım!!!  Bazı medya kurumları ile dijital mecralarda, İletişim Başkanlığı'nın yakın bir zamanda taşınacağı yeni kamu binası hakkında olumsuz içerikli haber ve paylaşımlar yapıldığını gördüm.  Hatta, “Bu kadar büyük bir binaya ne gerek var?!..." söylemlerini de! Nasıl ne gerek var?! Yapmayın lütfen!...  Sizin derdiniz nedir?!...  Binanın yeri mi?... Yoksa, İletişim Başkanlığı'nın ülkemize katacağı başarılı işlevi mi? Düşündürmek isterim; eski başbakanlık binasını hatırlayın... Başbakanlar, yabancı konukları binada yer olmadığı için seyyar satıcıların toplandığı sokak arasında karşılardı. İletişim Başkanlığı  TRT’den basın-yayına ve daha birçok kuruma kadar 1500 personeli olan bir kurum. Ve bu kuruluş Türkiye’nin dünyadaki imajı için çalışacak. Astronomik kiraların ödendiği dökük binalar yerine böyle bir yapı bana göre çok daha akılcı... Yani İletişim Başkanlığı

''AYASOFYA CAMİ''DİR

Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in 55 yıl önce dediği gibi:  "Bekleyin Gençler!!! Ama bugün ama yarın Ayasofya açılacak!" Ve açıldı...  2020... Hepimiz acısıyla, depremiyle, sel felaketiyle,  çığ felaketiyle, şehidiyle  ve COVİD19  virüs illeti ile  nice canlar verdiğimiz hafızalarımızdan asla çıkartamayacağımız... Hadi artık bitsin bu yıl, hatta kabus bir yıl dediği yıl...  Aynı zamanda, tarihi güne tanıklık ettiğimiz bir yıl olduğu da doğru... Hatırlanacak önemli tarih, 10 Temmuz 2020 Ayasofya Cami'dir... Danıştay Ayasofya’yla ilgili kararını açıkladı.  24 Kasım 1934’te Ayasofya cami olmaktan çıkarılıp müzeye dönüştürüldü.  10 Temmuz 2020'de Ayasofya Camii olarak tüm Türkiye muhteşem tarihi güne tanıklık etmenin mutluluğunu yaşadık. Danıştay 10. Daire’nin Ayasofya’nın Fatih Sultan Mehmet’in vasiyeti doğrultusunda camiye dönüştürülmesi yönünde. Bu karar kadar, bu kararı verenler de tarihe malolacaklar. İnsanların hayatında bu tür fırsatlar bir kez gelir. Tarihi bir y

SOSYAL MEDYAYI "KAPATMAK ÇÖZÜM DEĞİL, GÜNDEMDE DE DEĞİL...'' / ŞİDDETE UĞRAYAN ''DENİZ BULUTSUZ''

Ahlaksızlıkta ve şerefsizlikte sınır tanımayanların hedefi, bu kez Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, eşi Esra Albayrak ve yeni doğmuş bebekleriydi... BİZ gazeteciler; sosyal medya linçlerine artık alıştık... Birileri çoğu zaman sahte hesaplarla hepimizi yerden yere vuruyor. insanın onuruna, gururuna dokunmuyor değil! Tabii ki biz gazeteciler hemen her gün benzer yorum ve yaklaşımlarla karşılaşınca alışıyor, görmezden geliyoruz. En azından ben öyle yapıyorum,  gülüp geçiyorum artık... Ama herkesin sabrı bir yere kadar ve herkes bu duruma bu kadar alışkın  olmayabilir. Son günlerde sosyal medya yine çok konuşuluyor. Önce Başak Demirtaş’a çirkin bir saldırı oldu. Sonra da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kızı ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın eşi üzerinden saldırdılar. Bütün hepsini şiddetle kınıyorum ve çirkin, ahlaksız, namussuzca yazı yazanlara buradan yazmak isteyip de yazamadığımı...........  Sevgili okurlar, siz anladınız ne demek istediğimi!... Bu olaylar tartışılırken siyasilerin t

AK PARTİ VE MHP KONGRELERİNİ YENİ YILA ERTELERKEN, CHP NEDEN ACELE EDİYOR?

Pandemi sürecinde kurultay... CHP’nin 37. Olağan Kurultayı’nın 25-26 Temmuz (Cumartesi-Pazar) günü, izleyicisiz olarak Bilkent Odeon’da yapılacağı açıklandı. Kurultayın ilk günü genel başkanlık, ikinci günü de 60 kişilik PM ile yüksek disiplin kurulunun seçimlerinin yapılacağı bildirildi. AK PARTİ ve MHP kongrelerini yeni yıla ertelerken, CHP neden acele ediyor? Bu sorunun cevabını henüz bilmiyoruz. “Pandemi koşullarındayız. Gençlerin sağlığı düşünülmeden hafta sonu YKS yapılacak. Toplum sağlığını değil, sadece kendini düşünen anlayışla Türkiye yol yürüyemez.” diyen CHP'li Tuncay Özkan, YKS’nin bu koşullarda yapılmasına karşı... Ertelenmesini istiyor. İyi de Sayın Tuncay Özkan! Senin partin de temmuz ayında kurultay yapıyor Demezler mi size; siz neden kurultayı ertelemiyorsunuz?! Partinizin bu yaptığı da toplum sağlığını düşünmemek değil mi?  Hatta partinizin bu yaptığı sadece kendini düşünmek değil mi?! Memleketin dört bir tarafından yüzlerce delegeyi Ankara’ya getireceksiniz.  Üs

NE YANİ! YASAKLARLA DEVLET BİZLERİ EVLERİMİZE Mİ KAPATSIN?!

Malumunuz Covid 19 günlerinden geçiyoruz. Ve bu yüzden de yıllardır süregelen alışkanlıklarımız değişti. Beni bilenler bilir... Sezon başlamadan tatil programları yapılır arada yazlığa kaçılır ve kısa  kısa kaçışlarla yaz programım muhakkak olmazsa olmazımdır. Peki şimdi! Evdeyim... Belki de sizde benim gibi evdesiniz. Açıkçası hala daha cesaret edip bir program yapmadım, yapamadım... Bakınız, vaka sayısı yeniden 1500’ün üzerinde!... En son mayıs ayının ortalarında vaka sayısı 1500’ü aşmış durumdaydı. Türkiye’de maske kuralına uyanların sayısı hayli yüksek... Onlara bir lafım yok. Ama hesaba katılır bir kalabalık da bu kurala ' uymamakta ', hatta bu kuralı 'takmamakta ' ve özensiz davranmakta. Hatırlarsınız!  Kadıköy/Caddebostan sahili, Moda sahili ve İzmir'deki videolar... Sıfır  sosyal mesafe, sıfır kişisel tedbir ve  maskesiz insanlar. Sorumluluk bilincinden uzak bu tipler, hem kendi sağlıklarını tehlikeye atıyorlar, hemde başkalarının sağlıklarını riske atıyorla

BİZ KİMDEN NEYİ İSTİYORUZ?...

AYASOFYA AÇILACAK!... ''Gençler! Bugün mü, yarın mı, bilemem! Fakat Ayasofya açılacak!... Türk'ün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya'nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler;  Ayasofya açılacak... Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlayacak!... Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek...'' Necip Fazıl’ın üzerinde en çok durduğu konulardan biriydi Ayasofya... Necip Fazıl’ın bu tür anlatılarıyla büyümüş nesiller... Ayasofya’nın müzeye çevrilmesini ihanetin sembolü, Ayasofya’nın camiye çevrilmesini ise milletin ruh köküne dönüşünün sembolü olarak görüyorlar. Ayasofya’nın ibadete açılması meselesini muhalefet dini değil, siyasi bulmuş. Buradan yola çıkarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı konuyu siyasete alet etmekle itham ediyorlar. Erdoğan en zayıf döneminde dikkati başka yere çekmek üzere bunu yapıyormuş. Açıkça