BİZ KİMDEN NEYİ İSTİYORUZ?...

AYASOFYA AÇILACAK!...

''Gençler! Bugün mü, yarın mı, bilemem!

Fakat Ayasofya açılacak!... Türk'ün bu vatanda kalıp kalmayacağından şüphesi olanlar, Ayasofya'nın da açılıp açılmayacağından şüphe edebilirler; 

Ayasofya açılacak... Hem de öylesine açılacak ki, kaybedilen bütün mânalar, zincire vurulmuş masumlar gibi onun içinden fırlayacak!...

Öylesine açılacak ki, bu millete iyilik ve kötülük etmişlerin dosyaları da onun mahzenlerinde ele geçecek...''

Necip Fazıl’ın üzerinde en çok durduğu konulardan biriydi Ayasofya...

Necip Fazıl’ın bu tür anlatılarıyla büyümüş nesiller...

Ayasofya’nın müzeye çevrilmesini ihanetin sembolü, Ayasofya’nın camiye çevrilmesini ise milletin ruh köküne dönüşünün sembolü olarak görüyorlar.

Ayasofya’nın ibadete açılması meselesini muhalefet dini değil, siyasi bulmuş. Buradan yola çıkarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı konuyu siyasete alet etmekle itham ediyorlar.

Erdoğan en zayıf döneminde dikkati başka yere çekmek üzere bunu yapıyormuş.

Açıkçası insana, hayata dair olup da siyasi olmayan hiçbir şey yoktur. 

Bu tür ezber bozucu hamleler güçsüzken değil, güçlüyken yapılır. Zayıfsanız size o adımları zaten attırmazlar. 

Sorarım size, bugün Ayasofya ibadete açılsa, bu konuda Türkiye’ye kim ne diyebilir, kim nasıl engel olabilir? O vakit tartışma bitmiştir!

Türkiye kendi toprakları üzerinde egemenlik haklarını kullanırken vesayet kabul etmez.

Şüphesiz Türkiye bir hukuk devletidir. Gerekli süreçler işletilir ve gereken yapılır.

Yıllarca ensemizde “Ayasofya ibadete açılırsa, Taksim’e cami yapılırsa ‘şeriat’ gelir” diye boza pişirdiler. 

Türkiye, Ayasofya konusunda egemen bir devlet olarak en doğru çözümü bulacak, bunu yaparken de sadece milletinin düşüncelerine ehemmiyet verecektir. 

Türkiye, Atina veya Kahire’den değil, Ankara’dan yönetilmektedir bu da böyle biline!...