SULTAN ABDULHAMİD HAN'IN EMANETİ, ŞEHZADE ORHAN OSMANOĞLU...


''33 sene devletim ve milletim için çalıştım, elimden geldiği kadar hizmet ettim. Hâkimim Allah, bunu muhakeme edecek ise Resulullah’tır. Bu memleketi nasıl bulduysam öyle teslim ediyorum. Hiç kimseye bir karış toprak vermedim. Hizmetimi ancak Allah’ın takdirine bırakıyorum. Ne çare ki, düşmanlarım bütün hizmetime kara çarşaf örmek istediler ve muvaffak da oldular.'' 

Abdülhamid Han'ın etkili sözü... 


Yeşillikler içinde, boğaz manzarası sahibi güzel bir semt Çengelköy’de,  Abdülhamid Han'ın torunu Nilhan Osmanoğlu‘nun sahibi olduğu Osmanlı rüzgarları estiren Nilhan Sultan Köşkündeydik...

Ara ara blogumda çok değerli isimlerle röportaj yaparak keyifli sohbetleri siz değerli okurlarıma aktarmaya çalışacağım...

Söylemeden geçemeyeceğim çok heyecanlıyım...

Buram buram tarih kokan güzel bir mekanda, asil bir şehzade ile muhteşem karşılaşma...

Corona virüs sebebiyle mesafemizi tabii ki koruduk, hatta tokalaşamadık bile... Bu da içimde derttir... Çünkü; karşımdaki isim öyle alelade bir isim değil benim nazarımda... Şehzade ve ben derviş selamıyla selamlaştık...  Misafirperverliğiniz, nazik üslubunuz, içtenliğiniz, soracağım sorulara bakmaya gerek duymamanız sohbet evresinde istediğiniz buyurun sorun deyişiniz.Soru eksikliğimde cümlemi nazikçe tamamlamanız, video  çekim evresindeki 'olmadı baştan' anonslarımdaki sabrınız için ve bloguma röportaj vermeyi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederim.

İlk konuğum; Hem ülke hem de dünya tarihinde çok derin izler bırakan, 33 yıl tahtta kalan Sultan Abdulhamid Han'ın 4. kuşak torunu olan Şehzade Orhan Osmanoğlu.


- Şehzade Orhan Osmanoğlu kimdir?... 

Şehzade: 1963 Şam doğumlu, Şam'da mütevazı bir semtte, muhacirlerin olduğu araplardan ziyade çerkez, abazha, türk ailelerin de olduğu bir semtte doğdum. Osmanlı hanedanından olduğumuzu ailemiz dışında kimse bilmiyordu. Babam devlet memuruydu; orta halli, sakin bir hayatımız vardı. İlkokulu bitirip, 1974'te af kanunuyla birlikte ailemle Türkiye'ye geldik. Türkçeyi Türkiye'ye geldiğimde öğrendim.


Dünyanın konuştuğu ismin torunu olmak... En merak edilen ve benim de çok merak ettiğim bir diğer soruyu sormak istiyorum?... 

--Bir sultan torunu olmak nasıl bir duygu?...

Şehzade: Yaş ilerledikçe çok büyük bir sorumluluk aldığınızı görüyorsunuz... Suriye'de kalsaydık belki biraz daha rahat olacaktık. Osmanlı olduğumuzu gizledik... Aile dışında kimse bilmiyordu... Türkiye'ye geldikten sonra, siyasi partilerin gel gitliğini gördüğüm için 1975'ten beri darbeler ve koalisyonlarla geçen zaman içerisinde kesinlikle ortaya çıkmadık. Kendimizi bilerek sakladık.

Başbakan olduğunda tebrik ettik... Ama...

Şehzade: Recep Tayyip Erdoğan belediye başkanıyken de diyaloğumuz vardı, babam kendisiyle görüşmüştü. Erdoğan, Başbakan olduğunda ne kendisi bizi aradı ne de biz kendisini aradık. 2009'a kadar sayın Erdoğan ile bir görüşmemiz olmadı.

Bizim tanınmamız 2005'de TRT'nin yapmış olduğu bir belgesel ile oldu...

Şehzade: 9 bölümlük bu belgesele danışmanlık yaptım. Televizyonda yayınlanmasıyla Osmanlı torunlarının hayatta olduğunu tüm kamuoyu öğrendi. Belgeselin çoğu bölümlerinde ben vardım. 2009'da  aile reisimiz Ertuğrul efendinin vefatıyla, tüm haber kanalların canlı yayınlarıyla cenazesine o dönemin hükümeti meclis başkanından milletvekillerine katılım oldu. Osmanlı cenazesine hassasiyet gösterildi. Sanki Cumhuriyet ve Osmanlı'nın barışması lazım, bunu hissettik biz. 2009'da AK Parti hükümeti cenazeye verdiği ihtimam ile bunu göstermiş oldu.


İlk defa Osmanlı hanedanından biri canlı yayına çıktı..

Şehzade: Murat Bardakçı'nın canlı yayınına konuk oldum.  ' Bardakçı: 'Habertürk'ün görmediği bir rayting'li yayın oldu.' dedi.


Osmanlıyı tarihçiler değil artık torunları çıkıp  anlatıyor...

Şehzade: Tabii bununla beraber sevenlerimiz olduğu kadar bizi sevmeyen bir kitle de oluştu... 2009'dan 2012'ye kadar Osmanlı'yı seven pek yoktu. Son 5-6 senedir Osmanlı hakkında Abdulhamid Han'ın torunları çıkıp cevaplar veriyor. Tabii bizi sevmeyen kitle rahatsız olmaya başladı.


''Kızıl Sultan'' deyimi kalmadı artık...

Şehzade: O deyim 60,70,80'lerin deyimi!

İçki fabrikasını kurduran, genelevi kurduran isimdir. Amaçları müslüman kesimin gözünden Abdulhamid Han'ı düşürmekti ama düşmedi daha da yükseliyordu. Ne cumhuriyetçisi ne de Osmanlısı araştırsalar çok hizmeti olduğunu onlar da biliyor. 2009-2010 artık 'Kızıl Sultan' deyimi kullanılmıyor.''

33 sene o tahtta kalmak kolay değil...

Şehzade: Bu adam bunca düşmanın arasında nasıl mücadeleler vermiş, araştırmak sorgulamak lazım. Birçok eseri var... Mesela; kendisinin çizdirdiği saat kuleleri... Ben saat kulelerini inceledim; 46 tane yaptığını biliyorum, yaklaşık 30 tanesi ayakta, Filistin'de, Suriye'de ve bir çoğu Türkiye'de... Dolmabahçe'de, İzmir'deki saat kulesi... Bunların hepsi bir şaheser...


O kadar zeki ve ince ruhlu bir sultan ki...

Şehzade: 1885'te ortada savaş yok bir şey yok! Çanakkale'ye özel tabyalar hazırlattı, hala daha durur; buyrun gidin inceleyin. Ve hangi sarayda tiyatro var?! Sarayın içine tiyatro kurduran adam; yapılan yanlışları tiyatro oyunuyla tüm saray hanedanlarına ve çalışanlarına izlettirerek yanlışlarını hatalarını görmelerini sağlardı.

-Abdulhamid Han 10 sene daha tahtta kalsaydı ne olurdu?.

Şehzade: 10 sene daha tahtta kalsaydı 1. Dünya harbine girmezdi. Çünkü; kendisi tahttayken harp kapıdaydı ve buna engel oldu.

-Hayatta olan Osmanlı Hanedanı ile yakınlığınızı sorsam!...

Şehzade: Aramızda bir dil sorunu var! Ne yazık ki, Osmanlı hanedan mensuplarının yüzde 70'e yakını türkçe bilmiyor. 2018'de İstanbul Belediyesinin ''Abdulhamid Han'ı Anma'' programı oldu. O davet ile bir araya geldik, onun dışında görüşemedik. Yurt dışında çok dağınık ülkelerde yaşıyoruz.

-Tüm aileniz burada, İstanbul'da mı?...

Şehzade: Türkiye'de çok az kişiyiz babamın olduğu grup, bizler yani.


4 Mart 1924 gecesi 155 hanedan mensubu, ellerinden tüm hakları alınarak hatta türk vatandaşlık hakları dahi olmadan İsviçre'ye kadar bütün Avrupa'yı dolaşan ''SIMPLON'' isimli trene bindirilerek sürgün edildiler. 

-O dönemin hükümetine kırgın mısınız?...

...Bu soruyu sorup sormamak arasında kalmıştım ama sohbet akışında, Şehzade Osmanoğlu'nun içtenlikle cevap vereceğini hissettim pat diye sordum. Önce durdu ve gülümsedi...

Şehzade: Ailede 100 kişiye bu soruyu sorduğunuz zaman büyüklerimizden alacağınız cevap; evet, kırgınlık var... Kırgınlık 'niye bizi attılardan ziyade, niye bize sahip çıkmadılar kırgınlığı...

Osmanlı Hanedan mensuplarına Türkiye Cumhuriyeti ALEYHİNE çalışın dendi...Ama, Osmanlı Hanedan mensupları o kadar asil ki, tek bir kelime, tek bir cümle etmemiştir.


- Siyasete girmeyi düşünüyor musunuz?...

Şehzade: Asla düşünmüyorum. Siyaset demek, hizmet demek.  Ben böyle hizmet etmekten mutluyum; Bir parti çatısı altında olamam, bir üstüm olacak, ben yapamam.


24 Temmuz'da Ayasofya'da ilk cuma namazı kılındı. Siz davetliler arasındaydınız. 

--Ayasofya ile ilgili duygu ve düşünceleriniz nelerdir?...

...Ayasofya'nın Ayasofya camii oluşunu anlatırken yüzündeki sevinç tarif edilemez... 

Şehzade: Ayasofya'ya hayatım boyunca 3. defa gittim... Müze olduğunu bilmiyordum... 10 yaşındaydım, rehber eşliğinde tarihi yerleri geziyordum, Türkçe bilmiyorum. Ayasofya'yı görünce cami sandığım için girmek istedim. Yanımdaki rehber üzüleceğimi düşünerek girmemi istemedi, ben ısrar edince bir şekilde girdik, cami sanıyordum... Seccade aradım, baktım millet ayakları ile geziyor, çok üzüldüm... Bir daha 2019 aralık ayında gittim tam ezan okunuyordu orada o kubbenin altında 'ben ölmeden önce namaz kılmayı rabbim nasip eyle' diye çok dua ettim... Rabbim nasip etti.

- Şehzadem şimdi ne iş yapıyorsunuz?... Yani geçiminizi nasıl sağlıyor sunuz?...

Şehzade: Payitaht' dizisine danışmanlık yapıyorum. Tekstil işi ile uğraşıyorum.

Sohbet evresinde, 

11 yaşında Abdulhamid Han hayranı, Ummanlı Osmanlı hayranı Daniel ile tanıştık. Elinde bir resim, resimde Abdulhamid Han... Abdulhamid Han'ın gözbebeğinde Nilhan Sultan'ın mücadelesini anlatmış... Ne yalan söyleyeyim çok etkilendim. Bu sevgiye layık güzel aile Osmanoğlu ailesi...


Şehzade Orhan Osmanoğlu'na bu keyifli sohbet imkanını verdiği için teşekkür ederiz.


NOT...

Bu muhteşem Röportajı ''İstanbul 34 Gazetesi'' sahibi gazeteci Murat Karaca ile beraber yaptık video yayınını, fotoğrafları ve daha ayrıntılı içeriği gazeteden takip ederek okuyabilirsiniz. 


Sevgili Okurlarım, sabrınız için çok teşekkür ederim... Biliyorum çok uzun bir yazı oldu; benim ve hatta tarih severler için çok kıymetli bir sohbetti. Saygılar...

Yorumlar

  1. Güzel bir röportaj olmuş, tebrik ederim.
    Sn. Abdülhamit Han Ulu Hakanımız ile tanışmak için neler vermezdim...
    Hamidimiz...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gerçekten keyif aldığım çok güzel bir röportaj oldu ve çok kıymetli şehzade samimiyetle tüm sorularıma cevaplar verdi.

      Sil
  2. Suna hanım muhteşem röportaj kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  3. Evladım ecdadımızın torunu ile röportaj güzel olmuş tebrik ederim

    YanıtlaSil
  4. Çok keyif verici bir sohbet olmuş

    YanıtlaSil
  5. Hatıralarınızı en önemlisi olacağını düşünüyorum

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

ERKEN SEÇİM BU DÖNEMDE OLMAZ

NE YANİ! YASAKLARLA DEVLET BİZLERİ EVLERİMİZE Mİ KAPATSIN?!

BEN BİTTİM, GÜN BİTMEDİ...